3. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/7633 Karar No: 2013/9097 Karar Tarihi: 03.06.2013
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/7633 Esas 2013/9097 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, çeyiz ve ziynet eşyalarını aynen veya bedeli ile birlikte istemiştir. Davalı vekili, ziynet eşyalarının bir kısmının iade edileceğini belirterek fazla istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkeme, çeyiz eşyaları ile ilgili davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddetmiş, ziynet eşyalarının bir kısmının davalıda kaldığına karar vererek bedelini belirlemiş ve yasal faizi ile birlikte tahsiline hükmetmiştir. Temyiz incelemesi sonucunda ise, mahkemenin yeterli inceleme yapmadığı ve eksik karar verdiği gerekçesiyle karar bozulmuştur. Kararda hüküm altına alınan kanun maddeleri ise; Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi, eşya alacağı davalarında davacının seçimlik hakkı olması ve HUMK.nun 428.maddesidir.
3. Hukuk Dairesi 2013/7633 E. , 2013/9097 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen kişisel eşyanın iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada, çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen veya bedeli 36 451,00 TL"nin yasal faizi ile tahsili istenilmiştir. Davalı vekili duruşmadaki beyanında; ziynet eşyalarına ilişkin talebin reddine karar verilmesi ile birlikte bir kısım çeyiz eşyalarını iadeye hazır olduklarını belirterek, fazla istemin reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının talep ettiği eşyalar ile tanıkların ifadelerin de belirttiği eşyalar arasında tutarsızlık bulunduğu gerekçesi ile çeyiz eşyaları ile ilgili davanın ispatlanamadığından dolayı reddine; Ziynet eşyalarına ilişkin olarak ise; davalıda kaldığı anlaşılan 6 bilezik, 1 set, 1 kelepçeli bilezik, 2 yüzük, 30 küçük altın ve 1 saat bedeli 13.620,00.TL "nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, süresinde davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay İçtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Somut olayda; davacı dava dilekçesi ekinde listeli olan çeyiz ve ziynet eşyaları ile düğünde takılan parayı istemekte olup, davacının evden apar topar atıldığı tanık beyanları ve ceza dosyası ile sabit görülerek mahkemece, ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne, ancak diğer eşya ve para yönünden dinlenen tanık beyanlarında çelişik ifadeler bulunduğu gerekçesi ile istemin reddine karar verilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde ""her türlü yasal delil"" demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya, kendisine teslim edilmeyen eşyalar ve takılan para yönünden, davalı tarafta kaldığı konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile bu istemler yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Öte yandan, eşya (ziynet) alacağı davalarında davacının seçimlik hakkı vardır. Davacı dava konusu çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsilini isteyebileceği gibi, bu isteklerden yalnız birini de dava konusu yapabilir. Olayımızda davacı vekili dava konusu ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsilini istediğine göre istek dışına çıkılarak ve gerekçesi belirtilmeksizin doğrudan bedele hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. O halde mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları üzerinde durularak davalıda kaldığı iddia olunan eşyalar için davacıya yemin verme hakkı hatırlatılmak ve sonucuna göre davalıda kaldığı anlaşılan çeyiz eşyalarının dava tarihi itibariyle değerleri, konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile belirlenmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.