15. Ceza Dairesi 2013/26239 E. , 2016/2550 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Katılan ..."ün kendisine ait ... plaka sayılı aracını satmak üzere internete ilan verdiği, söz konusu ilanı gören sanık ..."ün, katılanı telefon ile arayıp aracı almak istediğini söyleyerek, katılandan aracını ... getirmesini istediği, bunun üzerine katılanın kendisine ait araç ile ... gittiği, sanığın katılanı evine götürerek, güven kazanmak amacıyla kendisine ikramda bulunduğu, daha sonra bankadan çektiği parayı dayısının kasasına koyduğunu, hayvancılık ile uğraşan dayısının ise yakının trafik kazası geçirmesi sebebiyle il dışında bulunduğunu, aracın satışına ilişkin vekaletin kendisinde kalmasını, geri kalan para için senet yapıp parayı da 2 gün sonra banka havalesi yoluyla kendisine göndereceğini söyleyerek, aracın satışı hususunda katılanı ikna ettiği, araç bedeli sonra ödenmek üzere oto satış protokolu ve bono karşılığında aracın satışı hususunda anlaştıkları, katılanın kendisine ait aracı sanığa bırakarak .... geri döndüğü, sonrasında sanığın araç bedelini göndermemesinden şüphelenen katılanın, notere giderek kendisinde bulunan vekaleti kontrol ettirdiğinde vekaletin sahte olduğunu ve aracın ..."e satılmış olduğunu tespit ettiği anlaşılmakla; eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturduğunu takdir eden mahkemenin kabul ve uygulamasında aşağıdaki bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin sübuta ve lehe hükümlerin uygulanmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun“ sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasından 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkarılıp yerine, “TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15/03/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.