(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2012/3037 E. , 2012/7650 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Önalım
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davalı vekili Av. ... ve davacı vekili Av. ... geldiler. Hazır bulunanlardan sözlü beyanları alındıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, önalım hakkına konu edilen payın iptali ile davacı adına tesciline ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü ile 18.675 TL önalım bedeli üzerinden önalım hakkının tanınmasına, davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına ve dava konusu edilen payın ilişkin bulunduğu taşınmazın fiilen taksim edilerek kullanıldığı savunmasının kanıtlanamamasına göre temyiz eden davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı vekilinin önalım bedeline ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin ... No’lu parselin paydaşı olup taşınmazda kendisi dışında üç paydaşın daha bulunduğunu, davalının ise babası ... ile birlikte kat karşılığı inşaat müteahhitliği yaptığını, davacı ve diğer paydaşlarla Haziran 2010 tarihinde görüşen müteahhitlerin bu arsada kat karşılığı inşaat yapmak istediklerini, ancak bir anlaşma sağlanamadığını, daha sonra davacının 04.10.2010 tarihinde tapuda yaptığı incelemede davalının paydaşlardan ..."in 30 m2"ye karşılık gelen payını 11.08.2010 tarihinde satın aldığını öğrendiğini, ancak tapuda aslında 10.500 TL olan payın değerinin önalım hakkının kullanılmasını engellemek için muvazaalı olarak 30.000 TL olarak gösterildiğini, davacının gerçek satış bedeli üzerinden önalım hakkını kullanmak istediğini belirterek, davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın dayanaksız ve kötü niyetli açıldığını, taşınmazın fiilen taksim edilerek kullanılması sebebiyle davacının önalım hakkının bulunmadığını, taşınmaz üzerinde kat karşılığı inşaat yapmak isteyen davalının taşınmazın diğer paydaşları ile bu konuda sözleşmede de imzaladığını , bu nedenle taşınmazda paydaş olmasının davalının yararına olup payını satın aldığı kişiye daire vermektense payını satın almayı daha ekonomik bulduğunu, dolayısıyla tapuda gösterilen satış bedelinin doğru olduğunu, davacının bedelde muvazaa iddiasını yazılı delille kanıtlamasının gerektiğini, sadece bilirkişi raporunun bu hususta yeterli olmadığını, davanın kabulüne karar verilmesi halinde 30.000 TL satış bedeli üzerinden önalım bedelinin depo ettirilmesini savunmuştur.
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü şahsa satılması halinde,diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisini veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile de kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılması ile bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım hakkını kullanan paydaş bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından ibaret önalım bedelini depo etmesi gerekir. Ancak davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir.
Olayımıza gelince; önalım hakkına konu edilen ... No"lu parseldeki 30/1075 pay 30.000 TL bedelle taşınmazın paydaşı ... tarafından davalıya 11.08.2011 tarihinde satılmıştır. Davacı ise tapuda satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. Davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunduğuna göre bu iddiasını kanıtlaması gerekir. Satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bu iddianın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Ancak, bu konuda dinlenen davacı tanıkları taşınmazın bulunduğu bölgedeki taşınmaz m2 satış bedelleri konusunda genel beyanlarda bulunmuşlar, dava konusu edilen pay satışına ilişkin somut, görgüye dayalı bir bilgi verememişlerdir. Mahkemece yerinde yapılan keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda satış senedinde 30.000 TL olarak gösterilen dava konusu edilen parseldeki payın değeri 18.000 TL olarak bildirilmiş ise de muvazaa iddiasının kanıtlanması için keşif tek başına yeterli delil değildir. Sadece davacının diğer delillerini doğrulamak bakımından önem arzeder. Davacı dinlettiği tanıkları ve sunduğu delillerle bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamamıştır. Bu durumda mahkemece davacıdan tapuda gösterilen satış bedeli ve masrafları üzerinden önalım hakkını kullanıp kullanılmayacağının sorulması, kullanılacağının beyan edilmesi halinde önalım bedelinin depo edilmesi için süre ve olanak tanınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda 2 no"lu bentte yazılı nedenlerle BOZULMASINA ve Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 900 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22/05/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.