15. Ceza Dairesi 2013/26623 E. , 2016/2545 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın yokluğunda verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin yasa yolu bildirimde, "tebliğ" ibaresine yer verilmeksizin, temyiz süresinin 7 gün içinde başlayacağı belirtilmiş ise de, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 13/03/2012 tarihli, 2011/6-386 Esas, 2012/99 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, yoklukta verilen hükme ilişkin olarak temyiz süresinin, sanığın bu hükmü usulüne uygun olarak öğrenmesi yani tebliğle işlemeye başlayacağı açık olduğundan, bildirimde ayrıca “tebliğ” kelimesine de yer verilmemesinin, sanık açısından yasa yolu süresinin tebliğ ile işlemeye başlayacağı gerçeğini değiştirmeyeceği, kaldı ki sanık süresinden sonra verdiği temyiz dilekçesinde, bu ifadenin kendisini temyiz süresinin başlangıcı konusunda yanılgıya düşürdüğüne ilişkin bir iddia da bulunmadığı, bu nedenle yasa yolu bildiriminde yanıltma olmadığı anlaşılmakla;
Sanığın "......" adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun gösterdiği usullere göre önceden yapılmış bir tebligat bulunmaması nedeniyle, anılan adrese Tebligat Kanunu"nun 35. maddesi uyarınca sonradan yapılan tebligat usulsüz olduğundan, temyiz talebinin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Katılanın sahibi olduğu hayvanları 2007 yılı kurban bayramından önce ......"de kurulan hayvan pazarında satışa sunduğu, sanığın bu pazara gelerek katılana ait 2 adet büyükbaş hayvanı almak istediğini söylediği ve yaptıkları pazarlık sonrasında 4.500 TL karşılığında iki adet büyükbaş hayvanı alıp, katılana yanında parası olmadığını, parayı evde vereceğini söyleyerek söz konusu hayvanları katılanın eniştesi olan tanık ...... nezaretinde, kiraladığı kamyona yükleyerek adres olarak bildirdiği yere getirilmesini sağladığı, bu adreste hayvanları teslim aldıktan sonra parayı eşinin vereceğini, ancak evde olmadığını, ....."ya gittiğini belirterek hayvanlara karşılık senet vermeyi teklif ettiği ve 4.500 TL bedelli senedi düzenleyerek imzaladığı, imzalanan senette adres bölümüne gerçekte ikamet etmediği ..... Mahallesi .... adresini yazdığı, senet bedelini bayramın birinci günü ödeyeceği vaadinde bulunduğu, belirlenen günde senet bedelinin ödenmemesi üzerine katılanın yaptığı araştırmada, sanığın bu adreste bulunmadığı ve tanınmadığını tespit ettiği, sanığın katılana olan borcunu ödemediği anlaşılmakla; eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturduğunu takdir eden mahkemenin kabul ve uygulamasında aşağıdaki bozma ve eleştiri nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Adli sicil kaydında tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında TCK"nın 58. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış; 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin (1), (2) ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden koşulları oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde, ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “225 gün" ve “4.500 TL" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkarılarak, yerlerine sırasıyla "5 gün" ve "100 TL" adli para cezası ibarelerinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15/03/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.