Uyuşmazlık, haksız işgal tazminatının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili, davalı- karşı davacı tarafından açılan birleşen davada da taşınmaza yapılan giderlerin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın kısmen kabulü ile 302.812.08 TL asıl alacak 30.684.95 TL işlemiş faizi ve 3.50 TL matbu evrak masrafı üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına, davalı – karşı davacının % 40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, birleşen davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı- karşı davacı vekili ve davacı – karşı davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Davalı- karşı davacı şirket dava dışı kiralayan M... Tekstil San.ve Tic.A.Ş. ile düzenlediği 20.11.1997 başlangıç tarihli ve altı yıl bir ay on gün süreli kira sözleşmesi ile kiralananda kiracı iken, malikinin borçları sebebiyle haczedilen kiralananın bir kısmı (5615 No"lu parsel) ihale ile 1.10.2001 tarihinde İktisat Bankası"na satıldıktan sonra süreç içinde 03.09.2003 tarihinde davacı - karşı davalı TMSF adına tescil edilmiştir. Davacı - karşı davalı tarafından da 17.12.2003 ve 14.10.2004 tarihlerinde gönderilen ihtarnamelerle davalı – karşı davacıdan haksız işgal tazminatı isteminde bulunmuştur. Peşi sıra davacı -karşı davalı, 27.01.2005 tarihinde Bursa 9. İcra Müdürlüğü"nün 2005 /781 sayılı dosyasında başlattığı icra takibi ile Ekim 2003- Kasım 2004 arası aylar haksız işgal tazminatının tahsilini talep etmiş, takibe itiraz edilmesi üzerine de işbu dava ile itirazın iptali istenmiştir. Davalı – karşı davacı ise açtığı ve asıl dava ile birleşen dava ile fabrika nitelikli kiralananda yapmış olduğu harcamaların bedelini talep etmiştir. Davalı– karşı davacının taşınmazda başlangıçta yukarıda belirtilen kira sözleşmesi ile kiracı olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Bir kira sözleşmesi ya tarafların ortak iradesi, ya bir yargı kararı ya da kiralananın yok olması ile sona erer. Kiralananın el değiştirmesi, bir başkasına satılması sözleşmeyi sona erdiren nedenlerden değildir. Taşınmazın yeni maliki satışla birlikte kiralayanın külli halefi olarak sözleşmenin tarafı haline gelir. Dava konusu olayda da her ne kadar taşınmaz davacı- karşı davalı adına tescil edilmiş ise de, bu durum taşınmazı geçerli bir kira sözleşmesi ile tasarruf eden davalı- karşı davacıyı haksız işgalci durumuna getirmez. Dolayısıyla kendisinden haksız işgal tazminatı istenmesi mümkün değildir. Davacı -karşı davacının talep edebileceği husus halefi haline geldiği sözleşme koşullarına uygun kira parasından ibarettir. 20.11.1997 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin özel şartlar ikinci maddesinde 01.01.1999 tarihine kadar aylık 1.500 TL olan kira parasının her yıl Maliye Bakanlığı"nın yayınladığı yeniden değerleme oranını geçmemek üzere taraflarca kararlaştırılan oran kadar artırılacağı kararlaştırılmıştır. Bu şart geçerli olup tarafları bağlar. Taşınmazın icra marifeti ile 04.08.2005 tarihinde tahliye ve teslim edildiği sabit olduğuna ve icra takibine konu edilen dönemin bu tarihten öncesini kapsadığı anlaşıldığına göre mahkemece yapılması gereken iş, sözleşme gereğince takip konusu edilen döneme ilişkin kira parasının dava konusu taşınmaza düşen kısmını, konusunun uzmanı bilirkişi aracılığı tespit ettirerek hüküm altına almaktan ibaret iken davalı- karşı davacıyı haksız işgalci olarak nitelendirerek haksız işgal tazminatı ile sorumlu tutması usul ve yasaya aykırıdır.
Birleşen karşı dava yönünden ise; yukarıda açıklandığı üzere taraflar arasında geçerli bir kira sözleşmesi olup, davalı- karşı davacının taşınmazdaki zilyetliği kira sözleşmesinden kaynaklandığına göre mahkemenin nitelendirdiği gibi davalı- karşı davacının "iyi niyetli olmayan zilyet" olduğundan söz edilemez. Dolayısıyla Medeni Kanun"un 995/2 maddesinin davada uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Diğer yandan sözleşmenin özel şartlar bölümü 5. maddesinde kiracının kira sözleşmesi ile kendisine teslim edilmiş menkul ve gayrimenkul malları en iyi şekilde kullanmayı, bakımını yapmayı ve akdin bitiminde aynen ve eksiksiz teslim etmeyi taahhüt ettiği ve 14. maddesinde de kiracının kira süresi içinde fabrika ve tesisin değerini yükseltici, verimini artırıcı ek yatırım ve tesislerini, kendisine ait olan ve sonradan eklediği tüm malları götürebileceği kararlaştırıldığına göre fabrika binasının kullanılması sırasında yapılması gerekli olan bina bakım ve onarım masraflarının, makine bakım ve onarım masraflarının karşılanmasından Borçlar Kanunu"nun 256. maddesi gereğince sorumlu olan kiracının menkul nitelikli dava konusu edilen yağ kazanı ve yağ bedelini davacı - karşı davalıdan isteyemeyeceği dikkate alınarak birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
Hüküm bu bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve bozma nedenine göre davalı - karşı davacı vekilinin ve davacı -karşı davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve Yargıtay duruşması için kendini vekille temsil ettiren davalı- karşı davacı vekili yararına takdir olunan 900 TL vekalet ücretinin davacı- karşı davalıdan alınarak davalı- karşı davacıya verilmesine, keza Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davacı – karşı davalı yararına takdir edilen 900 TL vekalet ücretinin davalı- karşı davacıdan alınarak davacı- karşı davalıya verilmesine, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 22/05/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.