8. Hukuk Dairesi 2012/4828 E. , 2012/11186 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
..., dahili davacılar ... ve müşterekleri ile Hazine, Kadastro İl Müdürlüğü ve ... aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Pütürge Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 13.10.2008 gün ve 67/101 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi ile ... vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik nedenine dayanarak tapulama çalışmalarında tespit dışı bırakılan, dava dilekçesinde mevki ve sınırlarını açıkladığı taşınmazların babası ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilmesinin yanlış olduğunu davanın reddini savunmuştur. Ayrıca, davalı Hazine temsilcisi; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazların davacılar ve murisleri tarafından tespit tarihine kadar 20 yılı aşkın zilyetliğinin bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, teknik bilirkişinin 16.05.2008 tarihli raporu ve 10.06.2008 tarihli ek raporunda ‘A’ ‘B’ ‘C’ ‘D’ olarak belirttiği ve 10.10.2008 havale tarihli raporunda koordinatlarının bildirildiği, taşınmaz bölümlerinin davacının babası ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı ... vekili ve Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Davalı ... vekilinin temyiz talebi süresinde yapılmadığı gerekçesiyle mahkemece reddedilmiş, bu ret kararı ise temyiz edilmemiştir.
Toplanan deliller tüm dosya kapsamından; dava konusu taşınmaz 24.05.2006 tarihinde yapılan tapulama çalışmalarında yol vasfıyla tespit dışı bırakıldığı anlaşılmıştır. Böyle bir yerin 09.10.2007 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmüyle genel nitelikteki TMK.nun 713/1. maddesindeki koşulların gerçekleşmesi halinde kazanılması olanaklıdır. ..."nden gelen 23.10.2007 tarihli yazı ekindeki krokide davacının babası ... adına tapuda kayıtlı olan taşınmazlar ile dava konusu tespit dışı bırakılan taşınmazların kamulaştırma planında kaldığı görülmektedir. Ayrıca, taşınmazın başında 01.05.2008 tarihinde yapılan keşfe katılan teknik bilirkişinin 16.05.2008 tarihli raporunda; 20.10.1971 tarih 1971/458 sayılı Kamu yararı kararı ile kamulaştırma yapıldığı şu an zeminde bulunan durumun da kamulaştırma planına uygun olduğunu belirtilmiştir. Ancak, ..."nden gelen kroki dikkate alındığında teknik bilirkişinin hazırlamış olduğu rapordan taşınmazların 1971 yılında yapılan kamulaştırma kapsamında kalıp kalmadığında tereddüt hasıl olmuştur. Bundan ayrı, TMK.nun 713/1. maddesine dayalı olarak açılan tescil davalarında Hazine ve ilgili kamu tüzel kişileri yasal hasımdır. Davanın konusu, mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilan edilmelidir.
Bu durumda; davaya konu olan taşınmazların 20.10.1971 tarih 1971/458 sayılı Kamu yararı kararı ile yapılan kamulaştırma krokisi kapsamında kalıp kalmadığı hususunda teknik bilirkişiden ek rapor alınarak, taşınmazların kamulaştırma krokisi kapsamında kaldığının anlaşılması halinde davacının davasının reddine karar verilmelidir. Eğer kamulaştırma krokisi kapsamında kalmadığı anlaşılırsa; taraflara yeniden önel verilerek ve yaşlı yansız kişiler arasından belirlenecek yerel bilirkişi ve yanların tanıkları huzuruyla keşif yapılarak bu yerde ilk zilyet olan kişi ve onun kullanım şeklinin ve bu zilyetlik devredilmişse son zilyedin kullanım biçiminin yer, zaman ve süre gibi olgularla belirlenmesi tespiti istenen yerlerde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleşen kısımların fen ehline düzelttirilecek ölçekli kroki ve rapora yansıttırılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 26.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.