9. Hukuk Dairesi 2014/20217 E. , 2015/32376 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/04/2014
NUMARASI : 2012/351-2014/212
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı şirkette 9.6.2004 tarihinde işe başladığını, genel müdür olarak en son 12.200.00 TL ücretle çalışıp ayrıca ikramiyeden yararlandığını, son 3 aylık maaş, ikramiye ve sosyal haklarının ödenmemesi nedeni ile iş sözleşmesini 14.4.2009 günlü fesih bildirimi ile İş K. 24/2-e bendine göre feshederek alacaklarının 15 gün içerisinde ödenmesini talep ettiğini, davalı işverenlikçe bir ödeme yapılmadığından kıdem tazminatı, işlemiş faizi, Ocak-Nisan 2009 ayı ücret alacakları ile ikramiye ve yıllık izin ücretinden oluşan toplam 72.071.89 TL"sının tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine İstanbul 12. İcra Müdürlüğü"nün 2011/6445 E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine itiraz edildiğini, davalı itirazının haksız olduğunu iddia ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının 9.6.2004 tarihinden itibaren pazarlamadan sorumlu genel müdür yardımcısı olarak 1.5.2005 tarihinden iş akdinin feshedildiği 17.4.2009 tarihine kadar genel müdür olarak çalıştığını, görev tanımı içerisinde tek başına şirketi borç ve taahhüt altına sokma yetkisi bulunmadığı halde birlikte hareket ederek şirketi zarara uğrattığı, davacının personel alma yetkisi olmamasına rağmen Hüseyin Küpeli isimli şahısla iş sözleşmesi imzalayarak muhasebe sorumlusu olarak çalıştırdığını, yetkisi olmamasına rağmen Ömer Erdoğan Arman ile birlikte çek ciro ederek şirketi borç altına soktuğunu, eşinin yeğenine ait Vs Marble International Iading Co. unvanlı firmaya şirket politikası gereğince yurtdışı satışlarına ait en uzun vade 90 gün olarak belirlenmişken 278 günlük vadelerle mal satışı yaptığını ve satış bedelinin 3.439.67 USD"lik kısmını tahsil etmediğini, şirketin acil nakit ihtiyacının olduğu dönemde akrabasına 9 aylık vade ile mal satışı yapmasının kabul edilemez bir ticari karar olduğunu, davacının 2008 yılına kadar stok fazlası oluşturarak şirketi zarara uğrattığını, davacının görevde olduğu dönem boyunca şirketi çok büyük zarara uğratması, zarara sebebiyet veren eylemleri için uyarılmış olmasına rağmen ihmal veya kasıtlı hareketleri ile uyarıları dikkate almayarak zararın büyümesine sebebiyet vermesi nedeniyle 13.4.2009 tarihinde yönetim kurulu tarafından davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının şirketi zarara uğrattığına ilişkin delil bulunmadığı, davacının iş ve eylemleri nedeni ile fesih için 6 iş günlük hak düşürücü sürenin geçirilmiş olduğu, davalı yönünden haklı fesih nedenlerinin bulunmadığı, davacının 14.04.2009 günlü fesih bildirimi ile iş akdini sona erdirmiş olması karşısında davalı işverenlikçe yapılan feshin hukuki değer taşımayacağı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili yasal süresi içinde temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Mahkemece gerekçe kısmında aynen “İstanbul 3 Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2011/171 esas sayılı dava dosyasında sanıklar Ö.. E.. A.. ve S..Y.., K.. G.. hakkında tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı suçundan yargılama yapıldığı, mahkemece 27.12.2011 tarihinde sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği, dava dosyasının Yargıtay"da olduğu, henüz kesinleşmediği” belirtilmiştir. Beraat kararına ilişkin olarak Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nce 2012/ 18035 Esas, 2013/ 17846 Karar sayılı ilamı ile “ şirket defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişilerce inceleme yaptırılması suretiyle isnat olunan suçun yasal unsurlarının oluşup oluşmadığının araştırılması” yönünden bozma kararı verilmiştir. Bu suretle davalı işverenin davacının iş akdinin şirketi zarara uğratması nedeni ile haklı nedenle feshedildiğini savunması karşısında, davacı hakkında İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nce “tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı” suçundan yargılamanın yapıldığı ceza davasının “ iş akdinin feshi” açısından bekletici mesele yapılmak sureti ile sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken ceza davasının sonucu beklenmeden karar verilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.