Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/27646
Karar No: 2015/4782
Karar Tarihi: 16.03.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/27646 Esas 2015/4782 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/27646 E.  ,  2015/4782 K.

    "İçtihat Metni"

    Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Dava, 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının ve 6111 sayılı Kanun kapsamında prim borçlarının yapılandırılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 7.maddesi delaletiyle mülga 2926 sayılı Kanunun 2,3,6,9 ve 10. maddeleridir.
    2-Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 7.maddesi delaletiyle mülga 2926 sayılı Kanunun 2,3,6,9 ve 10. maddeleridir.
    Mahkemece, sigortalılık süresinin tespitine yönelik talep hakkında, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilebilmesi için, uyuşmazlık konusu çekişmenin ortadan kalkması, başka bir anlatımla; her iki tarafında davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmamış olması gerekir. Kurumca, davacının, 01.06.1996 tarihinden itibaren prim tevkifata dayalı olarak anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde sigortalı olarak tescil edildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, talebe göre Kurumca kabul edilmeyen 01.03.1995-01.06.1996 tarihleri arasındaki dönem yönünden davanın konusuz kaldığından bahsedilemez. Ancak Mahkemece, 04.06.2013 tarihli kararda davacının 01.03.1995-25.05.2011tarihleri arasındaki dönem yönünden 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitine ve karar kesinleştikten sonra
    davacının 6111 sayılı Kanundan yararlandırılmasına karar verildiği, Dairemizce, “prim ödemesi, ürün satışı ve bu satışlardan yapılan prim tevkifatı belirlenemeyen 01.01.2003-25.05.2011 tarihleri arasındaki dönemde, davacının yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler çerçevesinde sigortalılık iradesini ortaya koyacak herhangi bir başvurusu, prim ödemesi, ürün satışı ve bu satışlardan yapılan prim tevkifatı bulunup bulunmadığı, yapılan tevkifatların Kurum kayıtlarına intikal edip etmediği hususları ayrıntılı olarak araştırılarak, bulunmaması halinde 01.01.2003-25.05.2011 tarihleri arasındaki döneme yönelik talebin reddinin gerektiği gözetilerek, yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmelidir.” gerekçesi ile anılan kararın bozulduğu, mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi sonucu, ilk kararda hüküm altına alınan, bozma kapsamı dışında kalan ve Kurumca kabul edilmeyen 01.03.1995-01.06.1996 tarihleri arasındaki sigortalılık süreleri ile 6111 sayılı Kanundan yararlanma hakkına yönelik davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur
    1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamakta ise de, bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
    Hukuk Genel Kurulu"nun 18.10.1989 gün 541-534, 21.2.1990 gün 10-117; 7.10.1990 gün 439-562; 19.2.1992 gün 635-82; 23.2.1994 gün 936-94; 03.03.2010 gün ve 2010/12-81-118; 27.09.2006 gün ve 2006/19-635 E. 2006/573 K; 15.10.2008 gün ve 2008/19-624 E. 2008/632 K ile 17.02.2010 gün ve 2010/9-71 E. 2010/87 K. sayılı kararları da bu doğrultudadır.
    Mahkemece tarafların beyanlarının alınıp bozmaya uyulmasına da karar verildikten sonra yapılacak iş; bozma gereklerinin yerine getirilmesi olmalıdır. Zira, mahkemece bozmaya uyulması yönünde oluşturulan karar, bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hakkın gerçekleşmesine neden olur.
    Eldeki davada, usulü kazanılmış hakkın gerçekleşmesine engel olacak istisnai bir durum da bulunmadığına göre, artık anılan döneme yönelik talep yönünden kabul ret kararı verilmesi olanaklı değildir. Bu ilke, Kamu düzeni ile ilgili olup Yargıtay’ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir.
    Bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın, mahkemece, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ : Hüküm fıkrasının 1. Paragrafının silinerek yerine “1-Davalı kurumca 01/06/1996-25/05/2011 tarihleri arasındaki dönemin kabul edilmesi nedeni ile bu süreler yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle hüküm kurulmasına yer olmadığına, 01.03.1995-01/06/1996 tarihleri arasındaki dönem yönünden davanın kabulü ile davacının Tarım Bağ-kur sigortalılığının tespitine,
    6111 sayılı Yasa kapsamında prim borçlarının yapılandırılmasına” sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi