23. Ceza Dairesi 2015/20450 E. , 2016/4941 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit, hakaret, mala zarar verme
HÜKÜM : 5237 sayılı TCK"nın 151/1 ve 53. maddeleri gereğince 4 ay hapis cezası ile, 5237 sayılı TCK"nın 106/1, 43 ve 53 maddeleri gereğince 8 ay hapis cezası ile, 5237 sayılı TCK"nın 125/1, 43 ve 53 maddeleri gereğince 4 ay hapis cezası ile mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
08/04/2013 tarihli asıl kararın sanığın yokluğunda verilerek sanığa tebliğe çıkartıldığı, kanun yolu bildiriminde “tefhim veya tebliğden itibaren“ denilmesinin, yoklukta verilen kararlar açısından, tek başına yanıltma olarak kabul edilemeyeceği değerlendirilmekle tebliğnamede temyiz süresinin başlangıcı konusunda yanılgıya neden olunduğuna dair görüşe iştirak edilmemekle birlikte, tebliğ tarihinde cezaevinde bulunan sanığa tebliği gereken gerekçeli kararın CMK"nın 35/3 maddesine uygun tebliğ edilmediği, bu nedenle öğrenme üzerine yapılan temyiz isteğinin süresinde olduğu kabul edilerek, temyiz talebinin reddine ilişkin 13/07/2015 tarihli ek kararın hukuki değerden yoksun olması nedeniyle kaldırılması suretiyle yapılan incelemede;
Sanığın eşinden boşanmasına neden olduklarını düşündüğü katılanlar baldızı ... ve eşi ... "e karşı husumet duyduğu, bu husumetten kaynaklı olarak, sanık tarafından katılanlara hitaben yazılmış ve içeriğinde katılanların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici sinkaflı kelimeler ve öldürmek ile ilgili tehdit içeren sözler bulunan 6 sayfa kendi el yazısı ile yazılmış mektubu gönderdiği, ayrıca sanığın 12.02.2010 tarihinde katılan ..."ya ait ... plakalı aracın camını taş atarak kırmak suretiyle mala zarar verdiği, sanığın mektubu kendisinin gönderdiğine ilişkin savunması, katılan ve tanık beyanları, olay yeri tespit tutanağı ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, zincirleme şekilde tehdit, hakaret ve mala zarar verme suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmekle beraber, TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanıkların sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması nedeniyle bu hususlar,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz başvuruları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"n 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin bendin hükümden çıkartılarak yerine “TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkilerinin koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.