18. Ceza Dairesi 2016/16476 E. , 2016/19838 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Hakaret suçundan şüpheliler sehrisiyaset.com yetkilileri, cafesiyaset.com yetkilileri ve twitter kullanıcıları hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 21/01/2016 tarihli ve 2015/1383 soruşturma, 2016/1205 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bakırköy 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 09/03/2016 tarihli ve 2016/1025 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02/09/2016 gün ve 305923 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, her ne kadar Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca, şikayete konu sözlerin yer aldığı yazının bir bütün olarak incelenip değerlendirilmesinde, şikayetçiye doğrudan hakaret ve tehdit içeren sözler söylendiğini gösterir delil bulunmadığı gibi yazının düşünce açıklaması niteliğinde bulunduğu gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de, yerleşik içtihatlarda kabul edildiği üzere eleştirme ve yorumlama haklarının kabulü için, açıklama, eleştiri veya değer yargısı biçimindeki bilginin gerçek ve güncel olması, açıklanmasında kamunun ilgi ve yararının bulunması, açıklanış şekli ile konusu arasında düşünsel bir bağ bulunması, açıklamada “küçültücü” sözlerin kullanılmaması gerekmesi karşısında, şikayet konusu beyanlarda müştekinin kamuoyu nezdinde itibarını zedeleyecek mahiyette iddiaların ileri sürüldüğünün dilekçe ekinde sunulan delillerden anlaşıldığı, şikâyet dilekçesi üzerine şüphelilerinin yazılarına ilişkin olarak beyanlarına başvurulmadığı gibi, dilekçede twitter kullanıcı isimleri tek tek belirtilmesine rağmen bu hususa ilişkin olarak da hiçbir araştırma ve değerlendirme yapılmadığı, bu durumda kamu davası açılabilmesi için yeterli delillerin mevcut olduğu, atılı suçun oluşup oluşmadığı yönündeki değerlendirmenin mahkemesince yapılması gerektiği gözetildiğinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler." 173. maddesinin 3. fıkrasında ise “Mahkeme, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer sulh ceza hâkimini görevlendirebilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder;" hükümleri yer almaktadır.
Diğer taraftan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 13. maddesi uyarınca da, temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen kimselere etkili bir başvuru yapma hakkı tanınması zorunlu olup, anılan hükmün uygulanmasına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında (Örn: Vilko E. - Finlandiya kararı 2007; Sürmeli - Almanya kararı 2006) etkili başvuru yolunun hem teoride, hem pratikte erişilebilir, yeterli ve etkili olması gerektiği belirtilmektedir.
İncelenen dosyada, şüpheli yada şüphelilerin müştekiyi twitter ve internet sitelerinde "f..,şerefsizler, bukelamun hain menfaatleri için el etek öpmeyi marifet saymışlar vb. sözler ” demek suretiyle hakarette bulunduğunun iddia edildiği, yazılar ve kullanıcı isimleri şikayet dilekçesi ekinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Şikayete konu ifadelerin kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğundan, şüpheli veya şüphelilerin tespitine yönelik olarak gerekli tüm soruşturma işlemleri yapılıp beyanları alınmadan kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi hukuka uygun bulunmamıştır. Bu nedenle itiraz merciince soruşturmanın eksik yapılmış olduğu gözetilerek, gereğinin takdir edilmesi gerekirken itirazın reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Yapılan açıklamalara göre itiraz merciinin, itirazı kabul edip dosyayı soruşturmayı tamamlaması için Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına göndermesi gerekmektedir.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1-Bakırköy 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 09/03/2016 tarihli ve 2016/1025 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin itiraz mercii tarafından mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 27.12.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.