12. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/6063 Karar No: 2019/4254 Karar Tarihi: 13.03.2019
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/6063 Esas 2019/4254 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2018/6063 E. , 2019/4254 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.11.2015 tarih ve 2013/149 Esas - 2015/296 Karar sayılı kararına dayanılarak, ecrimisil alacağı, ilam vekalet ücreti ve yargılama giderinin tahsili ile birlikte taşınmaza müdahalenin men"i ile taşınmaz üzerindeki evin ve cam seranın kal"i talebiyle ilamlı icra takibi başlatıldığı, borçlu vekilinin, 31.03.2016 tarihli infazda icra müdürlüğünce hükümde kal"ine karar verilen evin açıkça tespit edilemediği, bu nedenle evin kal"ine ilişkin tavzih kararı ve esas dairesinden gönderilecek yeni bir talimatla işlem yapılmasına karar verilmesine rağmen tavzih kararı alınmadan icra müdürlüğünce kendi kararından dönülerek yıkım işlemine devam edilmesine karar verildiğini, takip dayanağı ilamda ka"l hükmü bulunması nedeniyle kesinleşmeden takibe konulamayacağını ve örnek 2 nolu icra emri düzenlenmesi gerekirken örnek 4-5 nolu icra emri düzenlendiğini ileri sürerek 30.05.2016 tarihli icra müdürlüğü kararının iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği, hükmün şikayet eden borçlu tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.11.2015 tarih ve 2013/149 Esas - 2015/296 Karar sayılı ilamı ile; müdahalenin men"i ve kal davası kabul edilerek "..evin ve cam seranın kal"ine" şeklinde karar verilmiştir. ... (yıkıma) ilişkin davalar sonunda verilen kararların kesinleşmeden icrası ve daha sonra hükmün bozulması halinde telafisi imkansız zararların meydana geleceği göz önüne alınarak, bu konuda verilen kararların kesinleşmeden icra edilemeyeceği kabul edilmelidir. Dairemizce aynı gün temyiz incelemesi yapılan aynı mahkemenin 2016/349E - 296K. sayılı kararında, aynı icra dosyasına yönelik olarak dayanak ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağından bahisle takibin iptali yönündeki şikayetin reddine dair kararının takip dayanağı ilamda kal hükmü bulunması nedeniyle kesinleşmeden takibe konulamayacağı gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Eldeki temyize konu bu kararın da, aynı takip dosyasındaki yıkıma devam edilmesi yönündeki 30.05.2016 tarihli icra müdürlüğü kararına ilişkin olduğu, takibin iptaline yönelik şikayetin reddi yönündeki kararın, Dairemiz"in aynı gün temyiz incelemesi yapılan 2018/6620 E.-2019/4270 K. sayılı kararıyla bozulduğu da dikkate alındığında, ayrıca takip konusu ilamda kal hükmü
bulunması nedeniyle kesinleşmeden takibe konulamayacağından ve bu kapsamda infaz işlemleri de yapılamayacağından, bu yöndeki şikayetin kabulü ile icra müdürlüğü kararının iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.