22. Hukuk Dairesi 2016/24801 E. , 2016/23491 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalı iş yerinde silindir operatörü olarak çalıştığını, aylık 1.750,00 TL net ek olarak yemek-servis ücreti karşılığı çalıştığını, mesaisinin haftanın yedi günü 07:00-22:00 arası olduğunu, Kasım ayı ücretinin ödenmediğini, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini belirterek ihbar tazminatı, fazla mesai alacağının, hafta tatili alacağını, ulusal bayram ve genel tatil alacağının, ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, söz konusu alacaklara ilişkin taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı tarafça temyizi üzerine Dairemizce sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, davacının ücretinin tespiti için yapılan emsal ücret araştırmasının usulüne uygun yapılmadığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davacı vekilli temyiz etmiştir.
Usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay inançları ile kabul edilmiş bir usul hukuku ana ilkesidir ve kamu düzeni ile de ilgilidir.
Gerçekten 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında vurgulandığı üzere; Yargıtayca bir kararın bozulması ve mahkemenin bozma kararına uyması halinde, bozulan kararın bozma sebeplerinin kapsamı dışında kalmış cihetlerinin kesinleşmiş sayılması, davaların uzamasını önlemek maksadıyla kabul edilmiş çok önemli bir usul hükmüdür. Ve yine, o konun bozma sebebi sayılmamış ve başka sebeplere dayanan bozma kararına mahkemenin uymuş olması, taraflardan birisi lehine usulü bir kazanılmış hak meydana getirir ki, bu hakkı ne mahkeme ne de Yargıtay zarara uğratabilir.
Bu itibarla usulü kazanılmış hak müessesesi; mahkemeye hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi; Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma sebeplerinin kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleştiğinden, bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez.
Eş deyişle kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak teşkil eder.
Dairemizin ... tarihli ... esas, ... karar sayılı ilamı ile davalının sair temyiz itirazlarının reddi ile davacının ücretinin tespiti için yapılan emsal ücret araştırmasının usulüne uygun yapılmadığı belirtilerek bozma kararı verilmiştir. Mahkemece de bozma ilamına uyulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda artık diğer uyuşmazlıklar yönünden verilen ilk karar tarafları bağlayıcı olup taraflar için usuli kazanılmış haktır. Belirtilen husus dikkate alınmadan fazla mesai alacağının, ilk kararda hükme esas alınmayan 14.10.2013 tarihli ek raporda yer alan hesaplamaya itibar edilerek bozma sonrası düzenlenen ek rapora göre hüküm altına alınması, hafta tatili alacağının ise reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.