16. Hukuk Dairesi 2018/3765 E. , 2020/5832 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 104 ada 79 parsel sayılı 1.083,85 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim, satış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, Dairemizin usule ilişin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, bir kısım davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece mahalli bilirkişi, tespit bilirkişisi ve tanıkların uyumlu beyanları dikkate alınarak, davalı tarafın dava konusu taşınmaza 25-30 senedir zilyet olduğu kabul edilmek suretiyle, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davacı taraf, tanık deliline dayanmasına rağmen mahkemece tanıklarını bildirmesi için davacı tarafa usulüne uygun şekilde süre verilmemiş, diğer bir anlatımla kendilerine usulüne uygun şekilde tanık bildirme imkânı sağlanmamıştır. Öte yandan hükme esas alınan beyanların uyuşmazlığı çözmeye elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşabilmek için Mahkemece öncelikle, davacılara tanıklarını bildirmeleri için süre ve imkan tanınmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, bildirilmesi halinde taraf tanıkları, tespit bilirkişileri ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi, tespit bilirkişisi ve tanıklara, dava konusu taşınmazın öncesinde kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri hangi hukuki sebeple ve ne suretle kullanıldığı sorulup, maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, ayrıca tespit tutanağında taşınmazın satış işlemi ile davalı ...’a intikal ettiği belirtilmekle, tespit tutanağının okunarak, satış işleminin olup olmadığı, varsa satışın kimler arasında gerçekleştiği ve hangi tarihte yapıldığı hususunda beyanları alınmalı, dosya kapsamında yer alan bir kısım beyanlarda, taşınmazın önceden davacı müteveffa ..."ın murisi ... tarafından kullanıldığı ve yaklaşık 20 yıldır davalılar tarafından kullanıldığı beyan edildiğinden, taşınmazın ne suretle davacının murisi ...’den davalılara kaldığı sorulmak suretiyle konu açıklığa kavuşturulmalı, beyanlar arasındaki doğabilecek çelişkiler usulen giderilmeye çalışılmalı; çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyana hangi sebeple üstünlük tanındığı gerekçeli kararda tartışılıp açıklanmalı; fen bilirkişisinden , keşfi takibe ve bilirkişi beyanlarını denetlemeye elverişli, tanık beyanlarında geçen nokta, yer ve sınırların işaretlendiği krokili rapor alınmalı; bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek tespit tarihine kadar davacılar yararına taksim ve zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenmek suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; ayrıntıları Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 05.02.2019 gün ve 2017/4-1427 Esas, 2019/77 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere bilirkişi raporlarının usulüne uygun olarak davacı tarafa tebliğ edilmeksizin, açıklama ve ispat hakkı tanınmayarak hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.