Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4396
Karar No: 2020/7379
Karar Tarihi: 17.11.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/4396 Esas 2020/7379 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı 2984 parsel sayılı taşınmazda ¼ hissedar olduğunu, kalan ½ hisseyi davalıya sattığını ancak önalım hakkı kullanılmadığı için tapu iptali ve tescil talep etti. Davalı ise taşınmazda 2006’dan beri fiili taksimin olduğunu ve davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi, taşınmazı satın alabilecek olan diğer paydaşların önalım haklarının kullanılmamış olduğuna karar vererek davanın kabul edilmesine ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline hükmetmiştir. Ancak alınan bu karar, yargılama giderleri ve vekalet ücretleriyle ilgili hükümlerin eksik olmasından dolayı bozulmuştur. Kararda, önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir. Davacı, önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir. Kararda, HMK'nın 341/2, 352. ve 362/1 maddeleri de açıklanmaktadır.
14. Hukuk Dairesi         2018/4396 E.  ,  2020/7379 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi


    MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Aydıncık(Mersin) Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı tarafından, davalı aleyhine 06.07.2017 tarihinde verilen dilekçeyle önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın reddine dair verilen 26.04.2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi"nce istinaf talebinin HMK"nın 341/2, 352. ve 362/1 maddeleri gereğince kesin olarak usulden reddine karar verilmiştir. Davacının temyiz talebi, kararın kesin nitelikte olması sebebiyle ilk derece mahkemesince 08.08.2018 tarihli ek karar ile reddedilmiştir. Temyiz talebinin reddine dair ek kararın Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, tayin olunan 17.11.2020 günü için yapılan tebligat üzerine gelen olmadı. Duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R
    Davacı, 2984 parsel sayılı taşınmazda ¼ hissedar olduğunu, taşınmazda ¾ hissedar olan .... ¼ hissesini uhdesinde tutarak kalan ½ hisseyi davalıya 23.10.2015’te 3.000 TL. bedelle sattığını, kendisine herhangi bir bildirim yapılmadığını belirterek önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talep etmiştir.
    Davalı cevap dilekçesinde, davacı ve satıcının kardeşi olduğunu, miras yoluyla kalan taşınmazın üzerinde iki dükkan ve bir evin olduğunu, taşınmazda 2006’dan beri fiili taksim bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    İlk derece mahkemesince dava konusu taşınmazın ½ hissesinin keşfen belirlenen dava tarihindeki değeri olan 138.191 TL. üzerinden davacı tarafa eksik harç tamamlattırılmıştır.
    İlk derece mahkemesince taşınmazda fiili taksim olduğu gerekçesiyle davanın reddine, 22.532,91-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmiştir.
    Davacı vekili istinaf talebi, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince; “Dava dilekçesinde dava değerinin 10.000,00 TL olarak gösterildiği ancak önalım davasında dava değerinin iptali talep edilen akit bedeli olan miktar ile sınırlı olup 23/10/2015 tarihinde ... ve davalı ... arasında yapılan satım sözleşmesinde taşınmaz bedelinin 3.000,00 TL olup karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan HMK"nın 341/2 maddesi uyarınca kesinlik sınırı olan 3.560,00 TL"nin altında kaldığından mahkeme kararının miktar itibari ile kesin olduğu” gerekçesiyle HMK"nın 341/2, 352. maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiştir.
    Davacı vekilinin temyiz talebi, ilk derece mahkemesince 08.08.2018 tarihli ek kararla kararın kesin olması nedeniyle reddedilmiştir.
    Davacı vekili, temyiz talebinin reddine dair ek karara ilişkin duruşmalı temyiz isteminde bulunmuştur.
    Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir.
    Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.
    Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı 3. kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir.
    Yapılan inceleme sonucunda;
    1-Davaya konu 23.10.2015 tarihli satış senedinde satış bedeli olarak 3000 TL belirlenmiştir, tapu harcı 60,00 TL olup toplamı karar tarihi itibariyle 3560 TL’lik istinaf sınırı altında bulunmaktadır. Ancak ilk derece mahkemesince, bedelde muvazaa iddiası üzerinden bir inceleme yapılmaksızın TMK 734/2. maddesine aykırı olacak şekilde keşfen belirlenen dava konusu taşınmazın ½ hisse değeri üzerinden eksik harç tamamlattırılıp bu değer üzerinden vekalet ücretine hükmedilmiştir. Bölge adliye mahkemesince ve ilk derece mahkemesinin ek kararında da bu durumun dikkate alınmaması doğru değildir. İlk derece mahkemesinin 08.08.2018 tarihli ek kararının ve Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin kararının kaldırılmasına karar verildi. İşin esasının incelenmesine geçildi.
    2- Davacı vekilinin esasa yönelik temyiz itirazların incelenmesine gelince;
    Mahkeme, talep olmasa dahi yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine de kendiliğinden karar vermekle yükümlüdür. Nitekim 29.05.1957 gün ve 4/16 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da bu yöndedir. Mahkeme, hükmünde, yargılama giderlerini tamamen veya kısmen unutmuş ve hüküm bu şekilde kesinleşmiş ise, davayı kazanmış olan taraf yargılama giderleri için ayrı bir dava açamayacaktır. Çünkü yargılama giderlerine yalnız asıl davada ve kendiliğinden karar verilir. Harç miktarı ve vekâlet ücreti de dava değerine göre belirlenmektedir.
    Mahkemece, davaya konu 23.10.2015 tarihli satış senedinde davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamı olan 3060 TL üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeplerle bozulmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle Aydıncık (Mersin) Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 08.08.2020 tarihli ek kararının ve Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 17.07.2018 tarihli 2018/1072-804 E. K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, (2.) bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 17.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi