17. Hukuk Dairesi 2018/1608 E. , 2020/4580 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ..."in kesinleşmiş vergi borcu olduğunu, adına kayıtlı olan ..., ... mah. ... Cad. 23 pafta, 343 ada, 53 parsel sayılı taşınmazın 3.kat 16 nolu bağımsız bölümünün tamamını diğer davalı ..."a sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptali talep etmiş, yargılama sırasında taşınmazı satın alan ... davaya dahil edilmiştir.
Dahili davalı vekili, davadan keşiften sonra haberi olduğunu, daireyi ... isimli emlakçıdan 23/11/2006 tarihinde aldığını, 40.000,00 TL"sini ..."tan kredi çektiğini, kalanını nakit verdiğini, 2007 tarihinden beri oturduğunu, ... ile ..."i tanımadığını, taşınmazı emlakçı vasıtasıyla satın aldığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile davalılar arasında dava konusu istanbul ili, ... ilçesi, ... mahallesi, ... caddesi, 343 ada, 53 parsel sayılı taşınmazdaki 2 bloklu bahçeli kargir apartmanın A Blok 3. normal kat 30/1200 arsa paylı 16 nolu bağımsız bölüme
ilişkin yapılmış olan tasarrufların davacının takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere iptali ile bu miktar üzerinden davacıya cebri icra yetkisi tanınmasına dair verilen hükmün, davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 04/03/2014 tarih, 2012/12835 Esas ve 2014/2959 Karar sayılı ilamı ile; "Mahkeme kararının gerekçesinin eksik ve yetersiz bulunduğu ve ayrıca hükmü temyiz eden davalı ...’nın olayda 4. kişi olduğu, hakkındaki davanın kabul edilebilmesi için kötü niyetli olduğunun, diğer bir anlatımla borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduğunun kanıtlanmasına bağlı olduğu, bunun için mahkemece gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, tarafların tüm delillerinin toplanması, ondan sonra 6100 sayılı HMK.nın 297. maddesine uygun biçimde gerekçe yazılmak suretiyle bir karar verilmesi” gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddesinden kaynaklanan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
Bu tür davaların görülebilmesi için borçlu hakkında 6183 sayılı yasaya göre bir takip yapılmış ve kesinleşmiş olması gerekir ancak aciz belgesine gerek olmayıp borçlunun borcunu ödeyememe durumunun gerçekleşmiş olması yeterlidir. Öte yandan 6183 sayılı Yasa’nın 28/2 maddesine göre kendi verdiği malın akdin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler bağış niteliğinde olup iptali gerekmektedir. Yine aynı Yasanın 30. maddesine göre de kamu alacaklarının bir kısmını veya tamamının tahsiline olanak bırakmamak amacı ile borçlu tarafından bir taraflı tasarruflar ile borçlunun maksadını bilen veya bilmesi gereken kimseler ile yaptığı tasarrufların tarihleri ne olursa olsun geçersiz olacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, mahkemece davacı tarafa verilen kesin süreye rağmen davalı borçlu ... ile ilgili davanın dinlenebilmesi için zorunlu şart olan aciz veya kesin aciz vesikası dosyaya sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dairemizin bozma ilamında, İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davasının koşullarına değinilmişse de esasen davacının maliye hazinesi olmasından kaynaklanan ortada vergi alacağına yönelik olarak
6183 Sayılı Yasa kapsamında yapılmış bir takip söz konusu olduğundan aciz belgesine ihtiyaç duyulmamaktadır. Bu durumda, davalı borçlunun başka malvarlığı varsa araştırılarak davanın 6183 Sayılı Yasa doğrultusunda iptal koşullarının değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 08/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.