
Esas No: 2020/791
Karar No: 2020/3292
Karar Tarihi: 22.06.2020
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/791 Esas 2020/3292 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki muarazanın men’i davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı,sahibi olduğu eczanede 10.02.2009 tarihinde davalı Kurum görevlilerince yapılan denetim ve teftiş neticesinde düzenlenen 03/06/2010 tarihli soruşturma raporu ile hakkında 6.243,45 TL tutarında ceza-i şart uygulanmasına, ayrıca 1.248,69-TL kurum zararı olduğu iddia edilen ana paranın davalı Kurumdan olan alacaklarından mahsup edilmesine karar verilip tarafına tebliğ edildiğini,bunun yanı sıra Kurum ile olan sözleşmesinin 1 yıl süre ile feshedildiğini,davalı Kurum tarafından yapılan denetimin usulsüz olduğunu ileri sürerek,muarazanın men"ine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı,Kurumlarına verilen şikayet dilekçesine istinaden davacının eczanesi hakkında denetim yapıldığını,yapılan denetimde eczanede 208 adet sağlık raporu fotokopisi, 47 adet sağlık karnesi ve 528,98 TL tutarında kime ait olduğu belli olmayan kesik ilaç kupürleri tespit edildiğini, düzenlenen inceleme raporu çerçevesinde davacının sahibi olduğu eczanenin reçete yazdırmak konusunda dava dışı sigortalılara yardımcı olmak sureti ile bu kişilerin eczaneye gelmesini sağladığı ve bu yöntemle eczanesine hasta ve reçete yönlendirmesi yaptığının anlaşıldığını,uygulanan cezai şart ve fesih kararı hukuka ve protokole uygun olduğunu savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece,davanın kabulü ile, Sosyal Güvenlik Kurumu İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Doğancılar Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 17/06/2010 tarihli 9552307 no.lu yazısı ile bildirilen sözleşmenin 1 yıl süre ile feshi ve ceza-i şart uygulanması ve kurum zararının tahsili hakkındaki işlemin iptali suretiyle muarazanın men-i"ne karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre,davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının hakkında uygulanmasını talep ettiği ve bilirkişilerce de raporlarına dayanak yapılan 2012 yılı protokolünün 5.3.5. maddesinde “Hasta veya hasta yakınına teslim edilmeyen ilaçlara ait reçetelerin Kuruma fatura edildiğinin tespiti halinde ilaç bedelinin 10 (on) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı uyarılır. Tekrarı halinde reçete bedelinin 20 (yirmi) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 6 (altı) ay süre ile sözleşme yapılmaz. Ancak, Kurum tarafından yapılacak soruşturma neticesinde hastaya teslim edilmek üzere hastanın ilaç alım tarihinden itibaren 60 (altmış) günü geçmeyecek sürede ilaçların eczanede bekletildiğinin saptanması halinde bu madde hükmü uygulanmaz.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Mahkemece,hükme esas alınan raporda her ne kadar 2012 yılı protokolü çerçevesinde değerlendirme yapılmış ve mahkemece de bu bilirkişilerce düzenlenen asıl ve ek rapor hükme esas alınmak suretiyle karar verilmiş ise de,dosya kapsamında yer alan davalının davacıya iadeli taahhütlü olarak tebliğ ettiği 17.06.2010 tarihli ihtar yazısında da açıkça ifade edildiği üzere davacı hakkında 2009 yılı eczane protokolünün 6.3.10 maddesine karşılık gelen ve yukarıda ifade edilen 2012 yılı eczane protokolünün 5.3.5 maddesince reçete bedeli olan 1.248,69 TL’nin 5 katı tutarında olan 6.243,45 Tl cezai şart uygulanmış olmakla,mahkemece bu cezai işlemin yerinde olup olmadığına ilişkin olarak herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadığı açık olup,bu husus usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Bu itibarla mahkemece,davalı Kurumca yapılan cezai işleme dayanak soruşturma raporunda ifadelerine başvurulan ve ilaçları teslim almadıklarını ifade eden hasta ya da hasta yakınlarının tanık olarak dinlenmesi, dosyanın yeniden alanında uzman bilirkişi heyetine edilmesi suretiyle 2012 yılı eczane protokolünün 5.3.5 maddesi uyarınca inceleme ve değerlendirme yapılması neticesinde sonucuna uygun hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.06.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.