21. Hukuk Dairesi 2016/11240 E. , 2018/1614 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 05.05.2007-30.06.2013 tarihleri arasında aralıksız olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalılar vekillerinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının davalı işyerinde 05/05/2007-30/06/2013 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı aralıksız olarak kapıcı sıfatıyla çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ile 05.05.2007-19.02.2013 tarihleri arasında asgari ücretle ve kısmi süreli 974 gün çalıştığının tespitine, 20.02.2013-30.06.2013 dava dönemi itibarı ile talebin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Yukarıda açıklanan hususlar, yeterli bir araştırmayla ve deliller hep birlikte değerlendirilerek aydınlığa kavuşturulduktan sonra o çalışmanın sigortalı çalışma niteliğinde olup olmadığı, ya da ne zaman bu niteliğe kavuştuğu yönü üzerinde durulmalı ve çalışmayı kapsama alan yasanın yürürlük tarihinden sonraki dönem için hizmetin tespitine karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının, davalı işyerinde işe girdiğini gösterir 01/07/2013 tarihli sigortalı işe giriş bildirgesinin Kurum kayıtlarına intikal ettiği, davacının 01/07/2013 – 14/04/2014 tarihleri arasında davalı işyerindeki çalışmalarının aylık 30 gün üzerinden Kuruma bildirildiği, davalı işyerinin Kanun kapsamına alındığı, davacı, davalı ve komşu işyeri tanıklarının dinlendiği,Kurum tarafından düzenlenen şubat 2014 tarihli raporda, davacının 20.02.2013 tarihinden itibaren itibaren bir(1) yıl davalı işyerinde çalıştığının tespit edildiği, Mahkemece kısmi süreli çalıştığının tespitine karar verildiği, davalı apartmanın 7 katlı 28 daireli olduğu, kalorifersiz ve asansörlü olduğu, davacının kapıcı dairesinde kira parası vermeden oturduğu, elektrik, su parasını ödediği, apartman merdivenlerinin temizliğini her gün yaptığı, apartman bahçesinin bakımı ile ilgilendiği, haftada iki gün bahçeyi suladığı, bahçeyi bellediği anlaşılmıştır
Somut olayda, 01/07/2013 – 14/04/2014 tarihleri arasında tam süreli olarak bildirimi yapılan davacının bu tarihten önce kısmi süreli olarak çalıştığının kabul edilmesinin davacının yaptığı iş ve daire sayısı ele alındığında bir kişinin yaklaşık 7 yıl işyerinde çalıştırılmaya devam edilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı ortadadır.
Mahkemece yapılacak iş, davalı işveren tarafından davacının 01/07/2013 – 14/04/2014 tarihleri arasında çalışmalarının tam süreli olarak aylık 30 gün üzerinden Kuruma bildirildiğinden, daire sayısı, davacının yaptığı iş ele alındığında davacının tam süreli çalıştığı kabul edilerek aylık 30 gün üzerinden karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalı ...Apt. Yönetimi"ne yükletilmesine, 22.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.