13. Hukuk Dairesi 2013/10154 E. , 2013/9800 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, taraflar arasında 20.02.2006 tarihinde tapu tahsis belgeli tesis sözleşmesinin imzalandığını,buna göre ... ili, ... Mah. 7. Cad. No : 112 adresinde bulunan 2076/A analiz nolu tesis için tahsis edilen toplam 126 m2 arsa verilecek olan 80 m2 " lik 1 adet konut karşılığına isabet eden 400 m2 tahsisten 274 m2" nin eksik olduğunu,eksik inşaat alanı için toplam 19.518,20 TL borç çıkarıldığını,1.011,30 TL enkaz bedelinin düşüldüğünü, 18.506,90 TL borcunu davalı belediyeye ödediğini,kendisine ait tesis bedelinin eksik ödendiğini,davalı belediyeden 9.101,70 Tl alacaklı olduğunu,alacağının tahsili için ... 30. İcra Müdürlüğünün 2012/7450 esas sayılı dosyasında yapılan icra takibine davalı ... tarafından itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece,davanın kabulü ile, davalının ... 30. İcra Müdürlüğünün 2012/7450 esas sayılı dosyasına yaptığı itirazının iptali ile 9.101,00 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp, davacıya ödenmesine, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin alacağın bilirkişi raporu ile belirlenmesi ve likit olmaması nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra- inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davacının bu istemi hakkında kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ ;Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bent uyarınca hüküm fıkrasının birinci bendinde yer alan “Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin alacağın bilirkişi raporu ile belirlenmesi ve likit olmaması nedeniyle reddine” cümlesinin hükümden çıkartılarak yerine aynen "Davacı lehine hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden % 40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 466,23 TL. harcın davalıdan alınmasına, 24,30 TL peşin harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.