14. Hukuk Dairesi 2016/15476 E. , 2020/7377 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 23/03/2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak talebi ile dava açılması üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil talebinin reddine, alacak talebinin kabulüne dair verilen 07/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi ise davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 17/11/2020 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av. ...geldi. Davalılar vekili Av. ..."ın mazeret dilekçesinin reddine karar verildi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, davalı ...’in davacıların teyzesi olduğunu, dava konusu 152 ada 33 parsel sayılı taşınmazda ½ hissedar olan bu davalı ile davacıların yaptıkları sözlü anlaşmada davacıların ağaç dikimi yaparak bu ağaçların meyveye durma aşamasına kadar bakımı yapacağının, bunun karşılığında da taşınmazın %40"lık kısmının davacılar adına tescil edileceğinin kararlaştırıldığını, davacıların taşınmaza 2003 yılında ağaç dikimi yaptıklarını, çalışmaları gören diğer davalıların da davalı ... ile yapılan anlaşmaya zımnen muvafakat ettiklerini, 2011 yılında ağaçların meyveye durması nedeniyle sözleşmenin şartlarının oluştuğunu ancak davalılar tarafından tapu devrinin yapılmadığını ileri sürerek; davalılar adına olan taşınmazın % 40"lık kısmının tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde taşınmazın %40 kısmına karşılık gelen bedelin ticari faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı ... vd. vekili cevap dilekçesinde, davacılar ile kendileri arasında iddia edildiği şekilde bir anlaşmanın olmadığını, böyle bir anlaşmadan da haberlerinin bulunmadığını, diğer davalı ile yapıldığı söylenen anlaşmaya zımni muvafakatlarının da olmadığını, taşınmaz satışının resmi şekilde yapılması gerektiğini, Erdemli Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2008/769 E. sayılı dosyasında 152 ada 33 parsel sayılı taşınmazın ortaklığının giderilmesi için dava olduğunu, bu davada muhdesatların davalı ...’in olduğuna dair kabul üzerine muhdesat bedelinin davalı ...’e verilmesine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini savunarak davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece ilk olarak, davacının tapu iptal ve tescil isteminin reddine, davacının alacak isteminin kabulü ile 138.000,00-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir. Davalılar vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 13.04.2015 tarihli, 2014/19725 Esas, 2015/11850 Karar sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının tapu iptal ve tescil isteminin reddine, davacının alacak isteminin kabulü ile 138.000,00-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili duruşmalı olarak temyiz etmiştir.
Somut olayda, davacılarla paydaşlardan davalı ... arasında yapıldığı iddia edilen yazılı olmayan sözleşme mülkiyetin naklini sağlayacak nitelikte olmadığından mahkemece tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Dosya kapsamından anlaşıldığı üzere, taşınmaz üzerindeki meyve ağaçları davacılar tarafından dikilmiş olup bilirkişi raporundan da anlaşıldığı üzere taşınmaza değer katmaktadır. O halde mahkemece, bilirkişilerden davacıların diktiği ağaçlar sebebiyle taşınmazda meydana gelen değer artışının ne kadar olduğu yönünde ek rapor alınmalı ve bu miktar üzerinden hüküm verilmelidir. Mahkemece, yasal dayanağı bulunmayan gerekçeyle taşınmazın %40 değeri üzerinden tazminata hükmedilmesi doğru değildir.
Kabule göre de; terditli açılan davada, ikinci kademedeki tazminat talebinin kabulüne karar verildiğinden, davacılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesiyle yetinilmesi gerekirken, birinci kademedeki tapu iptal ive tescil talebinin reddedildiğinden bahisle davalılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi de yerinde değildir.
Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2.540,00TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.