19. Hukuk Dairesi 2016/19941 E. , 2018/702 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında satıma dayalı ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişki nedeniyle düzenlenen 4 adet faturanın kısmen ödendiğini, bakiye alacak için ilamsız icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu iddia ederek, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu alacağın bir kısmının çek ile kalan kısmının da banka havalesi ile ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, takibe konu alacağın banka havalesi ve çek ile ödendiği savunulduğundan fatura içeriği malların teslim edildiğinin kabul edildiği, çekle yapılan ödemeye ilişkin yapılan araştırmada 53.299,00 TL bedelli çekin davalı tarafından davacı adına keşide edildiği, davacının cirosu ile ...’a ciro edildiği ve bu kişi tarafından tahsil edildiğinin anlaşıldığı, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucu tanzim edilen 02.09.2014 tarihli raporda, davacıya ait kapanış onayı bulunmayan ve lehine delil olma niteliği taşımayan defterlerinde Akbank havalesi ile 35.000,00 TL ödeme kaydının bildirildiği, bu şekilde faturalara karşılık davalı yanca ileri sürülen ödeme savunmasının kanıtlandığı, icra takibinin haksız olduğu, ancak kötü niyetle yapıldığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı taraf, davalının ödeme olarak dayandığı çekle ödemeyi kabul etmemektedir. Böyle bir halde davalının davacıya 53.299,00 TL bedelli çekle ödeme yaptığının kabul edilebilmesi için, iş bu çekin tevdi veya teslim bordrosu ile davacı şirkete teslim edildiğinin ya da lehtar-ciranta imzasının davacı şirket yetkilisine ait olduğunun kanıtlanması gerekmektedir. Dosya içinde çek teslimine ilişkin bir belge bulunmadığı gibi, davacı defterlerinde de bu çeke ilişkin bir kayıt bulunmamaktadır. O halde mahkemece lehtar ciranta imzasının davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı incelenerek, dosyaya celbedilen deliller ve soruşturma dosyası da değerlendirilip, imza davacı şirket yetkilisine ait ise ödeme olarak kabul edilmesi, ait olmaması halinde ise ödeme olarak kabul edilmemesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde davacıya iadesine, 15/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.