Esas No: 2013/3077
Karar No: 2014/5112
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/3077 Esas 2014/5112 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, tapuda davalı adına kayıtlı ... İlçesi, ... Köyü 913 parsel sayılı taşınmazın ifrazen oluştuğu, 887 parsel sayılı taşınmazın Hazine tarafından ağaçlandırılmak üzere ... Projesi kapsamında Orman Genel Müdürlüğüne 178 sayılı KHK’nin 13/d maddesi gereğince tahsis edildiği, tahsis kararının sonradan Emlak Genel Müdürlüğü tarafından tek taraflı olarak kaldırıldığı, bu kararın tek taraflı kaldırılmasının yok hükmünde olduğu, tahsis ile taşınmazın kamu malı niteliği kazandığı, yine dava konusu 913 parsel sayılı tanımazı da içine alan ..., ..., ... parsellerinin 1, 2 ve 3 nolu etaplarına ait 84174 nolu 1/1000"lik imar planının iptali için dava açıldığını ve derdest olduğunu belirterek 913 parselin tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; Uyuşmazlık Mahkemesinin 05/11/2012 gün ve 2011/200 E. - 2012/212 K. sayılı kararı ile çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu kabul edilen ... 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.9.2010 gün ve E:2010/223, K:2010/332 sayılı kararının kaldırılarak ... 9. İdare Mahkemesinin 17.3.2005 gün ve E:2004/1309, K:2005/199 sayılı kararının kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman tahdidine dayalı tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışmaları 82 nolu Orman Kadastro Komisyonunca yapılarak sonuçları 08/06/1998 tarihinde ilân edilip itirazsız yerlerde kesinleşmiştir.
Çekişmeli 913 parsel sayılı taşınmazın ifrazen oluştuğu ... Köyünde bulunan Hazineye ait ve tapunun 887 parsel numarasında kayıtlı 549.360 m2 yüzölçümlü taşınmaz, 18.6.1987 tarih ve 2143 yevmiye ile tapulama tesbiti sonucunda ekilemez arazi olarak ve tesbit harici bırakılarak paftaya işlenmiş; daha sonra ... Emlak Müdürlüğünün müracaatı üzerine Hazine adına ihdasen ham toprak vasfıyla tescil edilmiş ve Maliye Bakanlığı ... Emlak Genel Müdürlüğünün 22.1.1988 gün ve 2897 sayılı yazılan ile .. Projesi kapsamında ağaçlandırılmak üzere 178 sayılı K.H.K nin 13/d maddesi gereğince Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın önceki maliki olan dava dışı ... Hazineyi hasım göstererek, 20.7.1988 tarihinde çekişmeli yerin Medenî Kanunun 639. maddesi uyarınca adına tecilini talep etmiş, ... 23. Asliye Hukuk Mahkemesi 19.4.1990 gün ve E: 1989/902, K: 1990/268 sayı ile 63.700 m² yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün davalı Hazineye ait ... Köyü 887 parsel numaralı taşınmazdan ifrazı ile bu kısma ait Hazine tapusunun iptali ve aynı
yerin davacı ... adına tapuya tesciline karar vermiş, bu karar Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 20.11.1990 gün ve 13035-15757 sayılı ilâmı ile onanmış, davalı Hazine vekilinin karar düzeltme istemi de aynı Dairenin 31.01.1991 gün ve 1991/129-1422 sayılı ilâmıyla reddedilmek suretiyle karar 31.01.1991 gününde kesinleşmiştir.
9.6.1992 gün ve 23001 sayılı Maliye ve Gümrük Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü işlemi ile tescil ilâmı uygulanmış, Hazine adına oluşturulan 887 nolu parselin bu parsel numarası iptal edilerek, 549.360 m² yüzölçümündeki 887 nolu parselin sicil numarası ortadan kaldırılmış, 485.666 m2 yüzölçümlü 912 parsel numarası ile Hazine tapusu oluşturulmuş, 913 nolu parsel numaralı taşınmaz da ... adına tapuda tescil görmüş, durum Orman Genel Müdürlüğüne tebliğ edilmiştir.
Yörede 82 nolu Orman Kadastro Komisyonca yapılan ve sonuçları 8.6.1998 tarihinde ilân edilen orman kadastrosunda ... adına tescil edilen 913 parsel nolu taşınmaz, ... Devlet Ormanı sınırları içerisine alınmıştır.
Davalı ..., çekişmeli 913 parsel nolu taşınmazı 27.3.2001 tarihinde ...’dan satın almıştır.
I-Davalı ... 30.4.2004 günlü dava dilekçesi ile, davalı idare tarafından 8.6.1998 tarihinde 82 nolu Orman Kadastro Komisyonunca 887 nolu parsel mevcutmuş gibi 913 parsel sayılı taşınmazın orman sınırları içerisine alındığını, İlçe Belediyesi tarafından yapılan 1/1000 ölçekli uygulama imar planının ise 913 nolu parseli konut yeri olarak belirlediğini ve bu parselasyon planının da ilân edilerek kesinleştiğini belirterek, 913 nolu parsel yönünden yapılan orman tahdidinin iptali için dava açmıştır.
... 12. Asliye Hukuk Mahkemesi, 7.3.2006 gün ve E:2006/21, K:2006/49 sayı ilâmıyla çekişmeli 913 parsel sayılı taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı ve üzerinde orman örtüsü bulunduğunun kanıtlanamadığı, ayrıca ağaçlandırılan alan da olmadığı gibi daha önceden özel mülkiyete konu olacak şekilde yargı kararına konu olan yerlerden bulunması nedeniyle, davalı aleyhine olarak 82 nolu Orman Kadastro Komisyonun kararının çekişmeli taşınmaz yönünden iptaline ve orman tahdidinin dışında bırakılmasına karar vermiş, bu karar davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 30.6.2009 gün ve E:2007/5041, K:2009/l 1012 sayılı ilâmı ile, [... dava konusu yer yürürlükteki Kanun hükmüne uygun olarak 22.1.1988 tarihinde ... Emlak Genel Müdürlüğünce Orman yetiştirmek üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilmiş ve ağaçlandırma işine başlanmış böylece taşınmaz kamu malı niteliğini kazanarak, 6831 sayılı Kanunun 1/1 maddesi hükmü uyarınca toprağıyla birlikte orman olmuş, bu nedenle 6831 sayılı Kanunun 1 ve 7. maddeleri gereğince orman kadastrosu sınırları içine alınmıştır. 15.7.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 28/1. bendi gereğince Maliye Bakanlığınca ağaçlandırılmak üzere tahsis edilmiş yerlerden ağaçlandırılmış ya da ağaçlandırılmak üzere planlanmış sahalar"ın Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması zorunludur. 178 sayılı K.H.K."nin 13/d maddesine göre Maliye Bakanlığı .... Emlak Genel Müdürlüğünün yaptığı tahsisten sonra tahsisin kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı için, ... Emlak Genel Müdürlüğünün bu taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisinden söz edilemez. ... Emlak Genel Müdürlüğü tahsisi yukarıda değinilen kanunî koşulların gerçekleşmesi halinde kaldırabilir. Yapılan tahsisten sonra somut olayda olduğu gibi, Devletin özel malı olmaktan çıkıp kamu malı orman niteliğini kazanan taşınmazlarda kanunda yazılı koşullar oluşmadığına, tahsisin kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığına göre, Orman Genel Müdürlüğünün muvafakati alınmadan tahsisin kaldırılması kesinlikle olanaksızdır. Maliye Bakanlığının tek taraflı olarak tahsisi kaldırmış olması davacılar yararına hiç bir hukukî sonuç doğurmaz.
Orman yetiştirilmek üzere tahsis edilen taşınmaz ağaçlandırılmasıyla birlikte orman niteliğini kazanacağından, hakkında uygulanacak Kanun 178 sayılı K.H.K. hükümleri olmayıp; özel Kanun olan 6831 sayılı Orman Kanunu hükümleri olacağından, taşınmaza bu Kanunun öngördüğü usûllere göre Devlet tarafından tasarruf edilmesi gerekir. 6831 sayılı Kanun hükümleri uyarınca ormanlarla ilgili işlemler, ancak orman kadastro komisyonları tarafından
yapılabilir. Başka bir kurumun ormanlar üzerinde tasarruf ve işlem yapma yetkisi yoktur. Yürürlükte bulunan Kanun hükümlerinde, ... Emlak Genel Müdürlüğüne, tapuya tescil edilmiş olsun ya da olmasın, Devlet ormanları üzerinde her hangi bir tasarrufla bulunma yetkisi verilmemiştir. Buna rağmen, kanunların kendisine vermediği böyle bir yetkiyi kullanarak ve kanunlara aykırı olarak herhangi bir işlem yapmışsa bu işlem yok hükmündedir.
İşte somut olayda, tahsis yapılmakla toprağı ile birlikte kamu malı orman niteliğini kazanan taşınmaz üzerinde ... Emlak Genel Müdürlüğü"nün geri alma hakkı doğmadığından yasalara aykırı olarak oluşturulan 18.6.1996 tarihli geri alma kararı yok hükmündedir. Halen kamu malı orman olma özelliğini sürdüren taşınmaz hakkında imar planında yapılan değişiklik dahi yasal dayanağı bulunmadığından yok hükmündedir.
Dava konusu taşınmaz hakkında ... tarafından 20.7.1988 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil davasında, Orman Yönetimi taraf olmadığı gibi, dava konusu taşınmazın da içinde bulunduğu 887 parsel sayılı taşınmaz tescil davası açılmadan önce 22.1.1988 tarihinde Orman Bakanlığına (Orman Genel Müdürlüğüne) orman yetiştirilmek üzere tahsis edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yer ile ilgili olarak, tahsis işleminin kaldırılmasından sonra belediye tarafından yapılan imar uygulaması aleyhine Orman Yönetiminin açtığı iptal davası, ... 9. İdare Mahkemesinin 17.5.2005 gün ve 2004/1309-2005/199 sayılı kararı ile 926 sayılı parselin tahsisli olduğu gerekçesiyle reddedilmiş ve temyize konu dava karara çıktıktan sonra Danıştay 6. Daire tarafından 22.1.2007 gün 2005/5278-248 sayılı karar ile onanmıştır. İdare Mahkemesinin sözü edilen kararında dava konusu taşınmazın niteliği ve hukukî durumu tartışılmamıştır. Esasen bu konuların incelenmesi idare mahkemesinin yetki alanında olmadığı gibi o davada tapu malikleri taraf da değildir. Orman İdaresi ile Belediye arasında idare mahkemesinde görülen dava imar uygulaması ile ilgilidir. İdare Mahkemesinin kararı Orman Genel Müdürlüğüne yapılan tahsisin kaldırılması ile ilgili değildir. İdare mahkemesi kararında ve bu kararı onaylayan Danıştay kararında davacı kişilere ait tapu kaydının kanuna uygunluğu tartışılmamıştır. Aslında tapu kaydının geçerli olup olmadığı konusunu inceleme görevi idarî yargıya değil adlî yargıya aittir. Temyize konu dava 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesinde sözü edilen tapuya dayalı olarak 10 yıllık süre içinde açılan orman kadastrosunun iptalidir. İdare mahkemesinde görülen davanın konusu imar planının iptali ile ilgilidir. Bu nedenle; iki davanın konusu farklıdır. Orman kadastrosuna itiraz davalarına bakma görevi adlî yargıya ait olduğuna göre, dayanılan tapu kaydının geçerli olup olmadığı, dolayısıyla tahsisin kaldırılmasının kanunî olup olmadığının tartışılacağı yer adlî yargıdır. Davacıların dayandığı tapu kaydı, Orman Yönetimini bağlayan bir kayıt değildir. Böyle bir tapu kaydına dayanılarak 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince orman kadastrosunun iptali istenemez.
Maddi anlamda kesin hükmü düzenleyen H.U.M.K."nun 237. maddesi "kesin hüküm ancak konusunu oluşturan husus hakkında geçerlidir. Kesin hüküm vardır denilebilmesi için iki tarafın ve dava konusunun ve dayanılan sebebin aynı olması gerekir" şeklindedir. Madde metninden de anlaşılacağı gibi kesin hükmün varlığından söz edebilmek için davanın taraflarının, konusunun ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir…
O halde, dava konusu taşınmaz hakkındaki Asliye Hukuk Mahkemesinin tescil kararında, Orman Yönetimi taraf olmadığı için Orman Yönetimi yönünden kesin hüküm oluşturmayacağı gibi, temyize konu davada çekişmeli taşınmazın niteliği ve hukukî durumunun, belirlenmesi söz konusu olduğundan, idare mahkemesinde görülen imar uygulamasının iptali davasındaki hukukî sebep aynı olmadığı için kesin hüküm olarak kabul edilemez…
Diğer taraftan; davaya konu taşınmazın geldisi olan 887 sayılı parsel gibi 22.1.1988 tarihinde .. projesinde ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen 888 sayılı parselin ifrazından oluşan 895 sayılı parselden ifraz edilen ve 18033 ada 1 sayılı parsel hakkında Orman Yönetimine yapılan tahsisin kaldırıldığına ilişkin Danıştay 10. Dairesinin 7.6.1999 gün ve 1996/8740-3020 sayılı kararı ile onanan 5. İdare Mahkemesinin kararının bulunduğu gerekçesiyle 18033 ada 1 sayılı parsel hakkındaki orman kadastrosunun iptaline ilişkin mahkeme kararını onayan H.G.K."nun 2.3.2005 gün ve 2005/20-110-128 sayılı
kararı ile bu karara konu olan idare mahkemesi kararının dava konusu taşınmazla ilgisi bulunmamaktadır. 895 sayılı parselin idare mahkemesi kararı kapsamı dışında kalan bölümleri hakkında orman kadastrosunu iptal eden yerel mahkeme kararları Dairece bozulmuş (895 parselden ifraz edilen 18037 ada 1 sayılı parselle ilgili Asliye (12) Hukuk Mahkemesinin 8.12.2005 gün ve 2003/875-430 sayılı kararı Dairenin 12.12.2006 gün ve 2006/11288-17347 sayılı kararı ile bozulmuştur), bozma kararlarına uyularak davaların reddine karar verilmiştir. Bu nedenlerle, H.G.K."nun 2.3.2005 gün ve 2005/20- 110-128 sayılı kararının dava ve temyize konu taşınmaz ile benzer yönü bulunmamaktadır.
Bu durumda; çekişmeli taşınmaz, davanın açıldığı tarihten önce Hâzinenin özel mülkü olmaktan çıkıp kamu malı niteliğini kazandığından, artık orman sayılan yerlerden olduğunun kabulü zorunludur. Tescil davasında Orman Yönetimi taraf değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının Orman Yönetimi aleyhine açtığı orman kadastrosunun iptali davasının reddi gerekirken, kabulü yönünde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına...] karar vermiş, bu kararın düzeltilmesi istemi de Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 6.5.2010 gün ve E:2009/18969, K:2010/6045 sayılı kararıyla reddedilmiştir. Bozma kararı üzerine, ... 12. Asliye Hukuk Mahkemesi, 16.9.2010 gün ve E.2010/223, K:2010/332 sayılı ilâmıyla, bozma kararı uyarınca dosya yeniden ele alınarak duruşmaya devam edilmiş, Yargıtay bozma kararına göre dava konusu taşınmazın tahsisi yapılmakla orman niteliğini kazandığından yerinde görülmeyen davanın reddine karar vermiş; bu karar, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 10.3.2011 gün ve E;2010/16142, K:2011/12475 sayılı kararıyla onanmış, kararın düzeltilmesi istemi de aynı Dairenin 14.07.2011 günlü ve E: 2011/9481, K:2011/9347 sayılı kararı ile reddedilmiş, bu karar kesinleşmiştir.
II- ... adına Orman İşletme Müdürlüğü, ... İli, ... İlçesi, ... - ... ve ... Köylerinde yer alan parsellerin bir kısmını kapsamına alan 2. Bölge, 1, 2 ve 3 nolu etaplarına ait 84178 nolu 1/1000 ölçekli imar planının, bazı yerlerinin kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını önesürerek iptali istemiyle ... Belediye Başkanlığına karşı idarî yargı yerinde 13.4.2004 tarihinde dava açmıştır. ... bu davada, davalı ... Belediye Başkanlığı yanında davaya müdahil olmuştur.
... 9. İdare Mahkemesi, 17.3.2005 gün ve E:2004/1309, K:2005/199 sayı kararı ile “...adlî yargı yerince verilen kesinleşmiş kararlar ile 887 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı iptal edilerek ifrazen 912 ve 913 no.lu parsellerin oluştuğu, 912 parselin de 926 ve 927 olarak ifraz edildiği, bu parsellerden 913 ve 927 no.lu parsellerin ilgili yargı kararlan gereği özel mülk olarak kişiler adına tescil edilerek Orman İdaresine tahsislerinin kaldırıldığı ve bu husus kesinleşerek sadece 926 sayılı parselin yeniden Orman İdaresine tahsis edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, kişiler adına tescilli ... ... ... Köyü 913 ve 927 parsel numaralı taşınmazların Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından 18.07.2001 tarihinde onaylanan 1/50.000 ölçekli ... ... Planı Güneybatı Aksı Kısmî Revizyonu kapsamında planlanarak bu plan doğrultusunda hazırlanan ve ... Büyükşehir Belediye Meclisinin 23.08.2001 gün ve 476 sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli Güneybatı ... Çevre Otoyolu İçi Kentsel Gelişim Bölgesi II. ... Yolu Güneyi, ... Köyleri ve çevresine ait Nazım İmar Planı kapsamında 1-2-3 uygulama plan etaplarının bir bütün olarak değerlendirilerek ... Belediye Meclisinin 04.03.2003 gün ve 29 sayılı kararı ile kabul edilen ve ... Büyükşehir Belediye Meclisinin 26.09.2003 gün ve 1700 sayılı işlemi ile onanarak yürürlüğe giren dava konusu 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında; ... 927 no.lu parselin ağaçlandırılacak alan olarak yer aldığı, 913 no.lu parselin ise 1/50.000 ve 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planlarına uygun olarak konut alanında kaldığı, 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı yapım aşamasında tapu sicil kayıtlarında söz konusu parsellerin orman alanında olduğuna dair bir şerh"in bulunmaması ve yukarıda anılan Asliye Hukuk Mahkemeleri kararları
ile şahıslar adına tescili yapılan taşınmazların orman alanı olduğu ileri sürülerek davaya konu imar planından çıkarılmasına ilişkin iddia Mahkememizce yerinde görülmediğinden davaya konu Uygulama İmar Planında kamu yararına, planlama teknik ve esaslarına aykırılık görülmediğinden davanın reddine...” karar vermiş, bu karar Danıştay 6. Dairesinin 22.1.2007 gün ve E:2005/5278, K:2007/248 sayılı kararı ile onanmak suretiyle kesinleşmiştir.
III- ... vekili, ... mevkiinde bulunan 913 parsel sayılı taşınmazın 82 nolu Orman Kadastro Komisyonu kararıyla “orman olarak sınırlandırılması” üzerine parsel malikinin kadastro komisyonu kararının iptali istemiyle adli yargı yerinde açtıkları davalar neticesinde kesinleşen hükümle dava konusu 913 parsel sayılı taşınmazın orman alanı olarak sınırlandırılmasına ve tapuya şerh edilmesine karşın, ... ... Belediye Başkanlığınca yapılan ve uyuşmazlık konusu 913 parsel sayılı taşınmazı da kapsayan 84178 nolu 1/1000 ölçekli uygulama imar planının özel mülkiyete konu 913 parsel sayılı taşınmazın “orman alanı” olduğu iddiasıyla imar planı dışında kalmasını sağlamak amacıyla planın iptali istemiyle Orman Genel Müdürlüğünce idarî yargı yerinde açılan dava neticesinde kesinleşen hükümle, sözkonusu parselin özel mülk olarak kişiler adına tapuda tescil edildiği, orman idaresine olan tahsislerin kaldırıldığı, imar planı yapılması aşamasında tapu kayıtlarında herhangi bir şerh bulunmadığı ve taşınmazın orman alanı içinde olmadığı, bunun yanı sıra imar planının imar ve şehircilik ilke ve esaslarına uygun olduğuna karar verilmiş olması nedeniyle birbirine aykırı hükümler içeren ... 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2010/223 sayılı ve ... 9. İdare Mahkemesinin E:2004/1309 sayılı kararlarının, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkındaki Kanunun 24 ve 25. maddelerine göre incelenerek, hukuka aykırı adli yargı kararının kaldırılması ve hüküm uyuşmazlığının hukuka uygun idari yargı kararı doğrultusunda giderilmesini talep edilmiştir.
Uyuşmazlık Mahkemesi, 05/11/2012 gün ve 2011/200 E. - 2012/212 K. sayılı ilâmı ile […Davaya konu parselin “tahsis” önccsi hiçbir zaman orman alanı niteliğinde olmadığı, bilakis Hazine adına tescil edildiği tarihte dahi evvelce ekilemez arazi iken ham toprak vasfını muhafaza ettiği, toprağının orman toprağı niteliğinde bulunmadığı, 927 sayılı parsel sahiplerince orman tahdidine karşı adlî yargı yerinde açılan davada ... l. Asliye Hukuk Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonuçlarının 913 sayılı parsel bakımından da hukukî geçerliliğini koruduğu (hem 927 hem de 913 sayılı parseller, ilgili adlî yargı kararlan uyarınca 887 sayılı parselin ifrazı sonucu oluşmuştur.), ... 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin sözkonusu gerekçelerle önce davanın kabulü ile 82 nolu Orman Kadastro Komisyonunun kararının iptaline karar vermesine rağmen, bilahare Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyması nedeniyle davanın reddine karar verdiği, tahsis kararı öncesi fiilî ve hukukî durumu dikkate almayan, yargısal gelişmeleri gözetmeyen ve “... usûle ve kanuna uygun bulunan bozma kararına uyularak...” şeklindeki, yukarıda hukuken doğru olmadığına işaret edilen hatalı bir gerekçe ile davanın reddi yoluna gidildiği görülmektedir.
Açıklanan nedenlerle, taşınmazın Orman Bakanlığına tahsisinden önce 20 yılı aşkın süredir zilyetliğinde bulunduran kişiler yönünden mülkiyet hakkı kesinleştiğinden, ortada 6831 sayılı Orman Kanununun 1. maddesi emri gereği yerleriyle birlikte orman sayılan bir taşınmazdan söz edilemeyeceği, özetlenen mevzuat hükümleri, idarî yargı kararı ile birbiriyle örtüşen bilirkişi raporlarında ifade edildiği üzere, kanunî koşulları bulunmayan, 913 sayılı taşınmazın orman sınırına dahil edilmesine ilişkin Orman Kadastro Komisyonu kararının Anayasa’nın 35. maddesinde ifadesini bulan mülkiyet hakkının özünü zedeler bir mahiyet taşıdığı, satın alma ya da kamulaştırma gibi mevzuatın öngördüğü yollar bir kenara bırakılarak özel mülkiyetin yersiz tahdidi sonucunu doğuran ve kesinleşen adlî yargı kararlarıyla tesis edilmiş bir hukukî durumun değiştirilmesine yol açan işlemin hukuka uyarlı bir yönü bulunmadığı, dolayısıyla, bu kararın iptali istemiyle açılan davayı reddeden ... 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.09.2010 gün ve E:2010/223, K:2010/332 sayılı kararının kaldırılması, hukuk ve usûle uygun bulunan ... 9. İdare Mahkemesinin 17.3.2005 gün ve E:2004/1309, K:2005/199 sayılı kararının kabulü ve bu suretle hüküm uyuşmazlığının giderilmesi gerektiği belirtilerek;
1-Kadastro Komisyon kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde verilen ... 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 16.9.2010 gün ve E:2010/223, K:2010/332 sayılı kararının kaldırılmasına,
2- Hukuk ve usûle uygun bulunan ... 9. İdare Mahkemesi’nin 17.3.2005 gün ve E:2004/1309, K:2005/199 sayılı kararının kabulü ve bu suretle hüküm uyuşmazlığının giderilmesine] kesin olarak karar verilmiştir.
Anayasanın 158. maddesine göre, Uyuşmazlık Mahkemesi; adlî, idarî ve askerî yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir.
2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluşu ve İşleyişi Hakkındaki Kanunun 24 ve 25. maddelerinde “Hüküm Uyuşmazlığı” düzenlenmiş, adlî, askerî ve idarî yargı yerlerinden en az ikisi tarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflardan en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan durumlarda hüküm uyuşmazlığının doğacağı kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık Mahkemesi, uygulamada yapmış olduğu inceleme sonunda, hüküm uyuşmazlığı için gerekli olan şartların tümünün mevcut olduğunu tesbit ederse, hüküm uyuşmazlığının mevcut olduğuna karar verdikten sonra; hüküm uyuşmazlığına temel teşkil eden kararlardan birinin kabulü, diğerinin kaldırılması ya da hüküm uyuşmazlığına temel teşkil eden kararların her ikisi kaldırıp yeni bir karar vermek suretiyle hüküm uyuşmazlığını gidermektedir.
Aynı Kanunun 28/2. maddesinde ise "ilgili yargı mercileri ile bütün makam, kuruluş ve kişiler mahkeme kararlarına uymak, geciktirmeksizin onları uygulamakla ödevlidirler." hükmü getirilmiştir.
Somut olayda Uyuşmazlık Mahkemesince ... 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.09.2010 gün ve E:2010/223, K:2010/332 sayılı kararı ile ... 9. İdare Mahkemesi’nin 17.3.2005 gün ve E:2004/1309, K:2005/199 sayılı kararı arasında hüküm uyuşmazlığı olduğu tesbit edildikten sonra ... 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, ... 9. İdare Mahkemesi kararının kabulüne karar verilmiştir.
Eldeki temyize konu dava, kesinleşen orman tahdidine dayalı tapu iptali ve tescil niteliğindedir. Uyuşmazlık Mahkemesince, ... tarafından açılan tahdidin iptaline yönelik davada, davanın reddine ilişkin ... 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı kaldırılmış olmasına rağmen, çekişmeli taşınmaz yönünden tahdidin iptali yönünde yeni bir karar verilmemiş olması nedeniyle tahdit şeklen de olsa ayaktadır.
Temyiz eden Orman Yönetimi tarafından, Uyuşmazlık Mahkemesi kararı ile tahdidin iptal edilmediği, tahdidin halen geçerli olduğu, bu nedenle tahdit içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptaline karar verilmesi gerektiği iddia edilmektedir.
Uyuşmazlık Mahkemesi, gerekçesinde özetle; çekişmeli taşınmazın özel mülk olduğu, bu nedenle orman tahdidi içerisine alınamayacağı kabul edilerek ... 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve ... 9. İdare Mahkemesi kararının kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle çekişmeli parsel yönünden tahdidin iptal edildiğini kabul etmek gerektiğinden usûl ve kanuna uygun hükmün onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine 05/05/2014 günü oy birliği ile karar verildi.