15. Ceza Dairesi 2015/13012 E. , 2016/2417 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, tehdit
Sanığın genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ve tehdit suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Temyiz harcı tahsiline dair 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 13 ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 1/a bendinin Anayasa Mahkemesinin 29/12/2011 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 20/10/2011 gün ve 2011/154 esas, 2011/142 sayılı kararı ile iptal edilmesi ve inceleme tarihi itibariyle de temyiz harcı alınamayacağının anlaşılması karşısında, temyiz talebinin reddine dair 26/09/2011 tarihli ek karar kaldırılarak yapılan incelemede;
Gerekçeli karar başlığında "Kasten yangın çıkarma" olarak yazılan suç adının "Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması" olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Müşteki A..."nin sanığın gayriresmi eşi olduğu, olay günü karşılaştıklarında sanığın müştekinin çantasından müştekiye ait evin anahtarını aldığı ve akşam görüşmek için eve gelmesini söyleyerek yanından ayrıldığı, müştekinin annesinin evine gittiği, bu sırada cep telefonundan müştekiyi arayan sanığın evde beklediğini söyleyerek ölümle tehdit ettiği ve evde bulunan eşyaları yaktığı, sanığın bu olaydan bir gün sonra da müşteki A..."nin oturduğu apartmanın teras katına bina sakinleri tarafından bırakılan kullanılmayan eşyaları yaktığı, çıkan yangının müşteki A.. Y.. ve İ.. K.."a ait dairelere de sirayet ederek zarar verdiği, sanığın bu şekilde tehdit ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-)Sanığın, olay tarihinde müştekiyi ayrıca silahla tehdit ettiği iddiasına ilişkin olarak evrakın tefrik edilip 2009/9556 numarasına kaydedilerek ... Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine karar verildiği dikkate alınarak, sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin tatbik olunup olunmayacağının tespiti açısından, söz konusu soruşturmanın akıbetinin araştırılması, onaylı suretinin dosyaya konulması, sanık hakkında bu eylem nedeniyle ayrı bir dava açıldığının belirlenmesi halinde, bu dava ile birleştirilmesinin sağlanması, birleştirmenin mümkün olmaması halinde bu davayı ilgilendiren belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya intikali sağlandıktan sonra delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi, tehdit eyleminden mahkumiyete yeter delillerin neler olduğunun karar yerinde tartışılması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-)Sanık savunması, müştekilerin aşamalardaki beyanları, görgü tespit tutanakları ile tüm dosya kapsamına göre; sanığın müşteki A..."nin halen resmi nikahlı eşi ile birlikte yaşadığı dairede bulunan eşyaları ve bu olaydan bir gün sonra müştekinin oturduğu apartmanın terasında bulunan bina sakinlerine ait kullanılmayan eşyaları yakması şeklinde gerçekleştirdiği eylemlerinin, yakarak mala zarar verme suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek eylemlerin genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunu oluşturduğundan bahisle sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
a-Sanığın müştekiye ait evi yakmasını müteakip, evin bulunduğu binanın terasında bulunan eşyaları yakması eylemini gerçekleştirdiğine yönelik, savunmanın aksini gösterir delillerin neler olduğu karar yerinde tartışılmadan, eylemi gerçekleştirdiği kabul edilerek sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması,
b-5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK"un 326/son maddesi gereği sonuç ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 07/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.