13. Hukuk Dairesi 2016/25993 E. , 2019/12165 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
T araflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 10/07/2015 tarihinde .... Tur.İnş. Tic.Ltd. Şti ile devre tatili üyelik sözleşmesi imzaladığını, yasal süresi olan 14 gün içinde 22/07/2015 tarihinde sözleşmeden vazgeçtiğini bildiren dilekçe ile davalıya müracaat ettiğini, görevli Özlem isimli çalışanın dilekçeyi alarak kendisine geri döneceğini ve mail atacağını bildirdiğini, beklemesine rağmen cevap alamadığını, kendilerine ulaşamadığını, sözleşmeyi yaparken kredi kartından çekilen 5.000,00-TL ve ayrıca 05/02/2016 tarihli 1.200,00-TL"lik senedin tarafına iade edilmediğini, hizmetten de yararlanmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ve yapmış olduğu ödeme ile senedin tarafına iade edilmesini talep etmiştir.
Davalı, cayma hakkı olmadığını, söz konusu belgenin tebliğine ilişkin bilginin bulunmadığını ve süresinde cayma hakkının kullanılmadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile taraflar arasında imzalanan 10/07/2015 tarihli ve 100121 sayılı devre tatil üyelik sözleşmesinin iptaline, 5.000,00-TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, sözleşme gereğince davacı tarafından verilen 05/02/2016 ödeme tarihli ve 1.200,00 TL bedelli senedin iptaline, davacı açısından geçersiz olduğuna karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalı şirket ile imzaladığı sözleşmeyi süresinde 22.07.2015 tarihinde yazılı başvuruda bulunarak cayma hakkını kullanarak feshettiğini ileri sürerek sözleşmenin feshi, ödediği bedelin iadesi ile sözleşme nedeniyle imzalanan senedin tarafına verilmesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı şirket ise davacının cayma hakkının bulunmadığını, kaldı ki sunulan adi yazılı belgede tebliğin yer almadığını ve bu sebeple süresinde cayma hakkının kullanılmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 6502 sayılı Kanun"un 50/6. maddesine göre tüketici devre tatil sözleşmesinden 14 gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin cayma hakkına sahip olduğu, davacının 22/07/2015 tarihli dilekçesi ile cayma hakkını davalı şirkete bildirdiği her iki tarafın da kabulünde olup, süresinde cayma hakkı kullanılmış olduğundan, davanın kabulüne, taraflar arasında imzalanan 10/07/2015 tarihli ve 100121 sayılı devre tatil üyelik sözleşmesinin iptaline, 5.000,00-TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, sözleşme gereğince davacı tarafından verilen 05/02/2016 ödeme tarihli ve 1.200,00-TL bedelli senedin iptaline, davacı ... açısından geçersiz olduğuna karar verilmiştir. Sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte olan 6502 sayılı TKHK"nun 50/9. maddesinde, “Devre tatile konu taşınmazın ön ödemeli satılması durumunda, devir veya teslim tarihine kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır.” şeklinde yer alan düzenlemeyle devri ve teslim edilene kadar geçen sürede sözleşmenin askıda olduğu belirtilmiştir. Yine, tüketici teslim ve devir edilene kadar herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönebilir. Davacının, sözleşmeye uygun kullanımı bulunmadığına ve davacıya söz konusu yerin teslim edildiğine ilişkin bilgi olmadığına göre bu durumda davacının herhangi bir gerekçe göstermeden dönme hakkı bulunduğu değerlendirilerek kabul kararı verilmesi gerekirken mahkemece tebliğ edilip edilmediği belli olmayan 22.07.2015 tarihli yalnızca davacının imzasının bulunduğu yazılı belgeye göre süresinde cayma hakkını kullandığı kabul edilerek hatalı gerekçe ile kabul kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/son maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin kararının gerekçesi yönünden düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.