14. Hukuk Dairesi 2020/689 E. , 2020/7367 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemi üzerine mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin, 09.12.2019 gün ve 2019/374 Esas, 2019/8400 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, 1404 (2089) parsel sayılı taşınmazın 279,73 m²"lik kısmının, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu halde Adana Büyükşehir Belediyesi adına ihdasen tescil edilerek, adı geçen belediyece yapılan imar uygulaması sonucu kamu alanında kullanılmak üzere terkin edildiğini, bu ihdas parselinin anılan miktarı üzerine de 5461 ada 2 sayılı imar parselinin oluşturulduğunu; ancak, belirtilen şuyulandırma işleminin ve öncesinde aynı bölgede Seyhan Belediyesince yapılmış olan 37 no"lu imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edildiklerini ileri sürerek tapu iptali ve hazine adına tescil ile tapu kayıtlarının eski hale iadesinin sağlanmasını istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın Dairemizce noksan soruşturmayla karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek bozulması üzerine bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiş; davalı ... Belediyesi vekili ile davalı ... Belediyesi vekilinin kararı temyiz etmeleri üzerine; Dairemizin 19.12.2017 tarihli, 2016/4508 Esas, 2017/9526 Karar sayılı ilamı ile “...Seyhan Belediyesi tarafından yapılan 37 nolu imar düzenlemesi ile sonrasında Adana Büyükşehir Belediyesi"nin yaptığı şuyulandırma işlemlerinin idari yargı yerinde iptal edildiği bilinmekte olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunun kendi içerisinde çelişkili olduğu anlaşılmıştır. Anılan raporda dava konusu taşınmazın hem ilk uygulama tarihinde 775 sayılı Yasanın (mülga) 3/2. maddesi uyarınca Belediyeye devri gereken yerlerden olduğu belirtilip, hem de 3194 sayılı Yasanın 11/3. maddesi uyarınca Hazine adına tescilinin gerektiği yönünde görüş bildirildiği görülmektedir. Yine, çekişmeli 1404 (2089) sayılı kök parselinin tescil beyannamesinde 307 sayılı kadastral parselin yola terkinden ihdas edildiği belirtilmesine rağmen bu konuda değerlendirmede bulunulmamıştır. Ayrıca mahkemece de, 775 sayılı Yasanın mülga 3. maddesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği bakımından yeterli araştırma ve soruşturma da yapılmamıştır.
O halde; dava konusu alanın hangi tarihte belediye veya mücavir saha içerisine alındığının belirlenmesi, dava konusu alana ilişkin kadastral pafta ile ilk ve ikinci imar uygulamasıyla konumlarını gösterir imar krokileri ile 307 sayılı kadastral parselin tedavüllü tapu kayıtları ve dayanakları olan belgeler de getirtilerek şuyulandırma işlemleri öncesi ve sonrası niteliklerinin (ilk uygulama ve ikinci uygulama öncesi ve sonrası nitelikleri, nereden ihdas ile oluşturulduğu, vs) şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, raporlardaki çelişkilerin giderilmesi, 775 sayılı Yasanın mülga 3. maddesinin koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka bir ifadeyle dava konusu taşınmazın belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığının net bir şekilde saptanması, ondan sonra toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne dair verilen kararın temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin, 09.12.2019 gün ve 2019/374 Esas, 2019/8400 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir.
Davalı ... vekili ve davalı ... vekili karar düzeltme talebinde bulunmuşlardır.
20 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 7. maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine yeni bir fıkra eklenmiştir.
Eklenen bu hükme göre, 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi kapsamında yapılmış imar uygulamalarının kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla iptal edilmesi nedeniyle; davaya konu parselin imar planı kararları ile umumi ve kamu hizmetlerine ayrılan alanlara denk gelmesi veya iptal edilen uygulama ile tahsis ve tescil edilmiş parsellerde hak sahiplerince yapı yapılmış olması ve benzeri hukuki veya fiili imkânsızlıklar nedeniyle geri dönüşüm işlemleri yapılarak uygulama öncesi kök parsellere dönülemeyeceğinin parselasyon planlarını onaylamaya yetkili idarelerin onay merciince tespiti halinde, öncelikle davaya konu parselin hak sahiplerinin muvafakati alınmak kaydıyla uygulama sahası içerisinde idarece uygun bir yer tahsis edileceği veya anlaşma olmaması halinde davacı hak sahibinin kök parseldeki yeri dikkate alınarak uygulamadaki düzenleme ortaklık payı kesintisi düşüldükten sonraki taşınmazın rayiç bedeli üzerinden değerinin ödeneceği belirtilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, eklenen bu hüküm uyarınca idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik dava konusu talebin, kanun değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi için kararın bozulmasına, davalılar ... vekili ve ... vekilinin karar düzeltme taleplerinin kabulüne, Dairemizin 09.12.2019 gün ve 2019/374 Esas, 2019/8400 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün belirtilen gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Dairemizin, 09.12.2019 gün ve 2019/374 Esas, 2019/8400 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, yukarıda belirtilen nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatıranlara iadesine, 17.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.Başkan