17. Hukuk Dairesi 2013/16729 E. , 2015/2364 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacılar vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın, müvekkillerinin annesi olan ..."e çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek davacıların her biri için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın ve 1.000,00 TL cenaze ve defin giderinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, kazanın meydana gelmesinde desteğin kusurlu olduğunu, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacıların maddi tazminat isteklerinin kabulü ile 1.000,00 TL cenaze masrafının davalılardan dayanışmalı olarak alınıp davacılara verilmesine, davacıların manevi tazminat isteklerinin kısmen kabul kısmen reddi ile her davacı için 15.000,00 TL manevi tazminatın olay günü olan 4.11.2011 gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan dayanışmalı olarak alınıp davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteğinin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen kusur raporunun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalıların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacılar vekilinin temyizine gelince;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma zararının tazmini istemine yönelik maddi tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu desteğin ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları da gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 965,00 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 09/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.