10. Hukuk Dairesi 2020/4515 E. , 2021/8533 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Kocaeli 2. İş Mahkemesi
Dava, Kurum işleminin iptali ile yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ve ödenmeyen aylıkların yasal faizi ile ödenme istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı avukatı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, davacının Eylül 2011 tarihinde emekli olduğunu, davacının bilgisine başvurmak üzere kuruma çağırıldığını, ciddi beyin rahatsızlığı olması nedeniyle ilaçların etkisi ile çalıştığı firmaların isimlerini hatırlayamadığını belirtmesi üzerine bildirimleri iptal edilerek ödenen aylık yönünden boç çıkarıldığını, iptal edilen işyerinde fiili çalıştığını belirterek ilk almaya başladığı tarihten itibaren başlamak üzere yaşlılık aylığına hak kazanmış olduğunun tespiti ile kurum işleminin iptaline, ödenmeyen aylıklarının da yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda dair kurum tarafından tesis edilen işlemlerin yerinde olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneği olup, medeni (maddi) hukuktaki medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyetinin medeni usûl hukukunda büründüğü şekildir. Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun 38’inci maddesinde davaya ehliyetin Medeni Kanun ile belirlendiği belirtilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 48’inci maddesi hükmüne göre tüzel kişiler hak ehliyetine sahiptirler ve dolayısıyla davada taraf olabilme ehliyeti de ancak, tüzel kişiliği bulunan yapılanmalar için geçerlidir. Tüzel kişiliğin son bulması ile artık eski tüzel kişinin taraf ehliyetinin de son bulacağı tartışmasızdır. Taraf ehliyeti kamu düzeni ile ilgili olduğundan hâkimin bu hususu re’sen göz önünde bulundurması zorunludur.
506 sayılı Kanunun 4’üncü maddesi ile “işveren; ...sigortalıları çalıştıran... kişiler...” olarak tanımlanmış olup, hizmet tespitine yönelik davalarda, çalışma ilişkisinin nitelik ve süresinin belirlenmesinde, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılmasında, bir başka deyişle, davanın sübutu, kanıtlama yükümlülüğü ve verilen kararın infazı açısından, işverene husumet yöneltilmesi zorunludur.
Davaya konu somut olayda, ... Ağaç Makina ve İnş. San. Tic. Ltd. Şti’ne ait 1069787 sicil nolu işyerinden davacı adına bildirilen sürelerin iptal edilmesine ilişkin kurum işleminin iptali istemli davada, davacı, dava dilekçesinde, sadece davalı olarak ...’nı göstermiş ve husumet sadece davalı kuruma yöneltilmiştir.
Bu tür davalarda elde edilecek hükmün, sigortalıyı çalıştıran işverenin hak alanını da ilgilendirdiği ve onun yönünden bir takım sorumluluk ve yükümlülükler doğurabileceği belirgin bulunmakla, işverenin davalı Kurumla birlikte zorunlu dava arkadaşı konumunda yer aldığı ve kendisine de husumet yöneltilmesi gerektiği açıktır. Bu bakımdan; dava dışı işverenin Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 124"üncü maddesi de nazara alınarak yasal yöntemine uygun biçimde davaya katılımı sağlanmalı, göstereceği tüm kanıtlar toplandıktan sonra yapılacak değerlendirme üzerine elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine gönderilmesine, 17.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verild