Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1825
Karar No: 2021/5762

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2020/1825 Esas 2021/5762 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2020/1825 E.  ,  2021/5762 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasındaki görülen tapu iptali ve tesil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalılar vekili ve katılma yolu ile davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince 05.10.2020 tarihli karar ile tarafların istinaf başvurularının HMK"nın 353/1.b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş,anılan karara karşı davacılar vekilinin maddi hatanın giderilmesi talebi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince 26.11.2020 tarihli ek karar ile reddedilmiş, 05.10.2020 tarihli karar davalılar vekili ve katılma yolu ile davacılar vekili, 26.11.2020 tarihli ek karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakan babaları ...’in 583 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarının tamamının intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini davalı torunu ...’a, 198 (yeni 1273 )parsel sayılı taşınmazdaki paylarının yarısını ise davalı oğlu ...’a satış suretiyle temlik ettiğini, işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
    Davalılar, satış işlemlerinin gerçek olduğunu, satış bedellerinin rayiçlerine uygun olarak mirasbırakana ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    İlk Derece Mahkemesince, yapılan temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalılar vekili ve davacılar vekilinin katılma yolu ile istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince 05.10.2020 tarihli karar ile tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, anılan karara karşı davacılar vekilinin maddi hatanın giderilmesi talebi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince 26.11.2020 tarihli ek karar ile reddedilmiştir.Karar, davalılar vekili ve katılma yolu ile davacılar vekili; ek karar davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden;
    1- 1920 doğumlu mirasbırakan ...’in 15.04.2012 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak davacı kızları ... ile davalı oğlu ...’ın kaldığı, davalı ...’ın mirasbırakanın ...’tan olma torunu olduğu,
    2- Dava konusu 198 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazın 1/4’er paylarla mirasbırakan ...ile dava dışı ... adına kayıtlı iken anılan paydaşlara ait toplam 6/8 payın 10.11.1992 tarihinde 3/8 payının dava dışı Mustafa ...’e, 3/8 payının ise davalı ... ...’e satış suretiyle devredildiği, ( mirasbırakan tarafından davalı oğlu ...’a 1/8 pay devredildiği),taşınmazın 04.04.2018 tarihinde ifraz işlemi neticesinde 1273 ve 1274 parseller olduğu ve her iki parselde 3/8 payın davalı ... adına tescil edildiği,1274 parselin tamamının 4.04.2018 tarihinde kamulaştırma işlemi sonucu uzlaşma anlaşma tutanağı ile Karayolları Genel Müdürlüğü adına tescil edildiği ve taşınmazın yol vasfına dönüşmesi nedeni ile tapudan terkin edildiği,
    3- Dava konusu 583 parsel sayılı tarla vasıfla taşınmazın 6/16 payı mirasbırakan adına kayıtlı iken , payının tamamını 08.02.2001 tarihli akitle intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini davalı torunu Murat’a satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 304.maddesinin 1.bendinde açıkça, “ hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir.Hüküm tebliğ edilmişse, hakim tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez.Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.” ; 305/2. maddesinde ise, “ Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez” hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin tavzih talebinin reddine dair verilen ek kararda bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacıların ek karara ilişkin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan 26.11.2020 tarihli ek kararın ONANMASINA,
    Hemen belirtilmelidir ki; 6100 Sayılı HMK’nin 362. maddesinde, bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de "miktar veya değeri kırk bin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2020 yılı itibarıyla HMK"nin 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00-TL’lik kesinlik sınırı 72.070,00-TL olarak uygulanmaya başlamıştır.
    Bununla birlikte, pay oranında açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından, dava değeri davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değerdir.
    Somut olayda, mirasbırakan tarafından davalı ...’a devredilen 583 parsel sayılı taşınmazdaki 6/16 payın dava tarihi itibariyle keşfen belirlenen değeri 164.913,75 TL olup, her bir davacının 1/4 miras payı karşılığına isabet eden 41.228,43 TL 2020 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 72.070,00 TL’nin altında kalmaktadır.
    Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... yönünden temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan eldeki davada, davalı ...’in temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE.
    Davacılar vekili ve Davalı ...’in temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Dosya içeriğinden dava konusu 198 parsel sayılı taşınmazın ifraz işlemi neticesinde oluşan 1274 parsel sayılı taşınmazın 3/8 payı davalı ... adına kayıtlı iken ( mirasbırakandan geçen 1/8 pay) anılan taşınmazın tamamı yargılama devam ederken 04.04.2018 tarihinde Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılmış olup, bu parselin değeri keşfen saptanmadan sonuca gidildiği anlaşılmıştır.
    492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 16. maddesinde "Değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır. Müdahalenin men"i tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda gayrimenkulün değeri nazara alınır. Gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda ecrimisil ve tazminat gibi taleplerde de bulunulduğu takdirde harç, gayrimenkulün değeri ile talep olunan tazminat ve ecrimisil tutarı üzerinden alınır. Değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi mecburidir. Gösterilmemişse davacıya tespit ettirilir. Tespitten kaçınma halinde, dava dilekçesi muameleye konmaz. Noksan tespit edilen değerler hakkında 30 uncu madde hükmü uygulanır." hükmü yer almaktadır.
    Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi gerektiğini hükme bağlamıştır. 492 sayılı Harçlar Kanununun 32.maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağı vurgulanmıştır. Aynı Yasanın 30. maddesinde ise; "Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır."" düzenlemesine yer verilmiştir.
    Bununla birlikte; dava açıldıktan sonra da sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur.
    Usûl Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 125. (1086 sayılı HUMK."nun l86.) maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usûli işlemler düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre, iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçimlik hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Bu usûl kuralının kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi gerektiği de açıktır.
    Hâl böyle olunca, ifraz işlemi neticesinde oluşan ve yargılama sırasında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılan 1274 parsel sayılı taşınmaz yönünden keşif yapılarak Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca dava değerinin belirlenmesi ve bu taşınmaz hakkında HMK. nun 125. maddesi uyarınca usûli işlemlerin tamamlanması, ondan sonra işin esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken değinilen yön üzerinde durulmaksızın sonuca gidilmiş olması doğru değildir.
    Davacılar vekili ve davalı ... ...’in değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 Sayılı HMK’nin 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Tekirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz eden davacılar ve davalılara geri verilmesine, 22.09.2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi