3. Hukuk Dairesi 2020/1572 E. , 2020/3267 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen kurum işlemlerinin iptali davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kabulüne, birleşen davalar hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, asıl davada özetle; ... Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma gereği eczanesinin arandığını, sahipleri tarafından eczanede unutulan sağlık karnelerinin zapt edildiğini ve davalı kuruma bildirildiğini, davalı kurumun hiçbir yazılı ve sözlü uyarıda bulunmadan alacaklarının ödenmesini durdurduğunu, ayrıca aralarında imzalanan sözlemeyi 2 ay süre ile feshettiğini belirterek söz konusu işlemin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı asıl davada savunmasında özetle; savcılık tarafından davacıya ait eczanede 7 adet sağlık karnesi bulunduğundan 2002 yılı tip sözleşmesinin 5/c maddesi uyarınca sözleşmenin 2ay süreyle iptal edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davacı, birleşen Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2004/298 Esas sayılı davada özetle; kurum baş müfettişi tarafından düzenlenen soruşturma raporuna dayanılarak taraflar arasındaki sözleşmenin 7/i maddesi uyarınca sözleşmenin 7 yıl süreli feshinin hukuka aykırı olduğunu, 2 ay süreli fesih işlemiyle bu işlemin dayanağı olayın aynı olduğunu, aynı olaya dayalı olarak birden fazla kez cezalandırma yapılamayacağını belirterek söz konusu kurum işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, birleşen davada savunmasında özetle; müfettiş raporu doğrultusunda yapılan işlemin hukuka ve sözleşmeye uygun olduğunu, davacı ile başhekimin birlikte hareket ettiğini, sağlık karnelerine hastalar olmaksızın işlem yapıldığını ve reçete düzenlendiğini, bunlar karşılığında eczanede çok sayıda kesilmiş kupür bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davacı, birleşen Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/209 Esas sayılı davada özetle; aynı olaya dayalı olarak hakkında ceza davası açıldığını, kurum tarafından daha önce de cezai işlem düzenlenmesine rağmen bu kez sözleşmenin süresiz feshine yönelik işlem yapılmasının sözleşmeye aykırı olduğunu belirterek sözleşmenin süresiz feshine dair kurum işlemin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, birleşen davada savunmasında özetle; davacının kasten kurumu zarara uğrattığını ve bu nedenle cezai işlem düzenlendiğini, işlemin hukuka ve müfettiş raporlarına uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalının resmi evrakta sahtecilik suçunu işlediğine dair mahkumiyet hükmünün kesinleşmesi ve protokol hükümlerine aykırı hareket emesine bağlı olarak kurum işlemlerinin yerinde olduğu gerekçesiyle birleşik üç davanın da reddine dair verilen hüküm; davacı tarafın temyizi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2015/402 Esas 2016/10986 Karar sayılı 20.04.2016 tarihli ilamı ile onanmış; davacı tarafça karar düzeltme yoluna başvurulmuştur. Bunun üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2016/14180 E 2018/158 K sayılı, 17.01.2018 tarihli ilamıyla “Davacının ceza yargılaması sonucunda davalı kurum aleyhine sözleşmeye aykırı olarak memurun resmi evrakta sahteciliği suçundan azmettiren olarak cezalandırılmasına karar verilmiş ve anılan karar kesinleşmiştir. Hal böyle olmakla birlikte, taraflar arasında 2012-2013 yıllarında da protokoller imzalanmıştır. (...)taraflar arasında imzalanmış olan 2012-2013 yılı protokolleri mahkemece değerlendirilip sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” gerekçesiyle davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile onamaya dair 2015/402 Esas 2016/10986 Karar sayılı 20.04.2016 tarihli ilamının kaldırılmasına ve mahkeme kararının bu yönden bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacı aleyhine sahte ilaç, sahte ilaç fiyat küpürü, sahte karekod, sahte reçete veya sahte rapor fatura ettiği yönünde kanaat verici herhangi bir delilin veya tespitin mevcut olmadığı, bu tespitin yapılması halinde reçete bedellerinin 10 katı tutarında cezai şart uygulanması ve eczacınınn uyarılması gerekeceği, tekrarı halinde reçete bedelinin 20 kat tutarı ve cezai şart uygulanarak sözleşmenin fesh edileceği ve bir yıl süre ile sözleşme yapılamayacağı yönündeki 2013 yılı eki protokolünün 5.3.10 maddesi hükmü gereğince kurumun kasten zarara uğratıldığına dair herhangi bir bilgi ve belgenin dosya içinde mevcut olmadığı, asıl dava yönünden davacının davasının kabulü ile kurum işleminin iptaline karar verilmesi gerektiği; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren Değişik 2012/1 Ek protokol hükümleri gereği birleşen Konya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/209 Esas ve birleşen Konya 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/298 Esas sayılı dosyaları ile açılan davalar yönünden ise işlemler konusuz kaldığından durdurulması ve işlem yapılmamasına dair protokol hükmü çerçevesinde davaların konusuz kaldığının kabulünün gerektiği, bu sebeplerle asıl davanın kabulü ile kurum işleminin iptaline, birleşen dosyalar yönünden konusu kalmayan davalarda esas hakkında karar kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş; hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1- Asıl dava yönünden yapılan temyiz incelemesinde;
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- Birleşen Konya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/209 Esas ve birleşen Konya 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/298 Esas numaralı davalar yönünden yapılan temyiz incelemesinde;
Birleşen Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/209 E sayılı dosyası sözleşmenin süresiz feshine ilişkin kurum işleminin iptali istemine; birleşen Konya 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/298 Esas sayılı dosyası ise sözleşmenin 7 yıl süreyle feshine ilişkin kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilememiştir. Şöyle ki, kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep (kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz. Bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle; kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Zira, kesinleşmiş olan kısımlar, lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak teşkil eder.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2016/14180 E 2018/158 K sayılı bozma ilamında da belirtildiği üzere davalı kurum işlemleri taraflar arasında imzalanan 2002 tarihli protokol esas alınmak suretiyle düzenlenmiş olup daha sonra taraflar arasında 2012-2013 yıllarında yeni protokoller imzalanmıştır. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren Ek Protokol ile; 01.02.2012 tarihinde imzalanan Protokolün 6.12. maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere "01.02.2012 tarihinde imzalanan protokolden önce protokollerde sözleşmenin feshi ve cezai şart gerektiren maddelerden bu protokolde kaldırılmış olanlar nedeniyle sözleşme feshi ve/veya ceza şart uygulanmış olan işlemler, konusu kalmadığından durdurulur ve işlem yapılmaz" hükmü eklenmiştir.
Yine bu baptan olmak üzere 004337 Seri Nolu 2013 Yılı Sözleşmesi eki Protokolün 6.12 maddesi ile "Bu protokolün yürürlük tarihinden önce herhangi bir nedenle kurumca veya kuruma devredilen kurumlarca sözleşmesi feshedilen eczacının yazılı talebi halinde Kurumca tespit edilen ve sözleşmesinin feshedilmesine neden olan fiil/fiiller için bu protokolün (5) ve (6) numaralı maddelerinde yer alan hükümler uygulanır. (Değişik: 2012/1 Ek Prot Yürürlük: 01./7/2012) 01.02.2012 tarihinde imzalanan protokolden önceki protokollerde sözleşmenin feshi ve cezai şart gerektiren maddelerden bu protokolde kaldırılmış olanlar nedeniyle sözleşme feshi ve/veya cezai şart uygulanmış olan işletmeler; konusu kalmadığından durdurulur ve işlem yapılmaz.
Bu protokolün yürürlük tarihinden önce (5.3) numaralı maddede sayılan fıilerden dolayı sözleşmesi feshedilen eczanelerin yazılı talebi üzerine, bu protokoldeki cezai şart ve fesih hükümleri uygulanır. Ancak eczanenin feshine ilişkin fiil için, bu protokol hükümlerinde eczanenin yazılı olarak uyarılması ve/veya "tekrarı halinde" yeni bir yaptırım belirlenmiş ise bu protokolün yürürlük tarihinden önce yapılmış fesih işlemi"yazılı olarak uyarı" ve/veya fesih işlemine esas fiil ise tekrara dayalı yaptırımlar için ilk fiil olarak kabul edilir.
Bu madde hükmü uygulanırken daha önce kuruma devredilen kurumlar ile yapılan protokoller gereği sözleşmesi feshedilen eczacı için, fesih tarihinden itibaren geçen süre bu protokol hükümlerine göre sözleşme yapılmayacak süreden düşülür." hükmü getirilmiştir.
Diğer taraftan 004337 Seri Nolu 2013 Yılı Sözleşmesi eki Protokolün 5.3.10. maddesi ile kasten kurumu zarara uğratılması halinde "Eczacı ya da eczane çalışanlarınca Kurumu zarara uğratmak amacıyla kasıtlı olarak Kuruma sahte ilaç fiyat küpürü, sahte karekod, sahte reçete veya sahte rapor fatura edildiğinin tespiti halinde reçete bedelinin 10 (on) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczane uyarılır. Tekrarı halinde reçete bedelinin 20 (yirmi) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) yıl süreyle sözleşme yapılmaz" hükmü ihdas edilmiştir.
Her ne kadar mahkemece; bilirkişi raporu aldırılarak, rapor doğrultusunda 2013 yılı ek protokolünün 5.3.10 maddesi hükmü gereğince kurumun kasten zarara uğratıldığına dair herhangi bir bilgi ve belgenin dosya içinde mevcut olmadığı, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren Değişik 2012/1 Ek protokol hükümleri gereği birleşen davalar bakımından işlemlerin konusuz kaldığı gerekçesiyle bu davalar bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; söz konusu işlemler davalı kurumca kaldırılmış olmadığı gibi davacının ceza yargılaması sonucunda davalı kurum aleyhine sözleşmeye aykırı olarak memurun resmi evrakta sahteciliği suçundan azmettiren olarak cezalandırılmasına karar verilmiş ve mahkumiyet kararı kesinleşmiştir. Buna göre ceza dosyasında verilen mahkumiyet hükmü mahkemeyi bağlayıcı niteliktedir. Mahkemece, bozma ilamına uygun şekilde ceza davası da dikkate alınmak suretiyle birleşen davalara konu işlemlerin taraflar arasında imzalanmış olan 2012-2013 yılı protokolleri doğrultusunda değerlendirilmesi için alanında uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken ehil olmayan hesap bilirkişisi raporuna dayalı olarak, dava konusu işlemler bakımından protokol hükümleri doğru değerlendirilmeksizin yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddi ile asıl davaya yönelik hükmün ONANMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile birleşen Konya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/209 Esas numaralı ve birleşen Konya 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/298 Esas numaralı davalara ilişkin hükümlerin HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, birleşen davalar yönünden peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi