Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/8187
Karar No: 2014/1830

Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/8187 Esas 2014/1830 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, sanık ve mağdurun daha önce tanıştıklarını ve şakalaştıklarını belirterek, sanıkların mağdurun üzerine ispirto döküp ateşlediği olayda, sanığın eyleminin olası kastla işlediği ve hukuki durumunun buna göre takdir edilmesi gerektiği savunulmuştur. Temyiz incelemesi sonucunda ise, bilinçli taksirle yaralama suçunun işlendiği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, sanığın hükümlü olduğu ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği belirtilirken, kanun maddeleri olarak TCK’nın 89/1, 22/3, 51/1-3 ve 53/1-3, CMK’nın 231. ve 321. maddeleri gösterilmiştir.
12. Ceza Dairesi         2013/8187 E.  ,  2014/1830 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
    Suç : Taksirle yaralama
    Hüküm : 1) Sanık ... hakkında: TCK’nın 89/1, 22/3, 53/1-3, CMK’nın 231. maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması,
    2) Sanık ... hakkında: TCK’nın 89/1, 22/3, 51/1-3. maddeleri gereğince mahkumiyet


    Taksirle yaralama suçundan sanık ..."ın mahkumiyetine ilişkin hüküm ve sanık ... Ala hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar mahalli Cumhuriyet savcısı ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    1-Mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde:
    Üst Cumhuriyet savcıları ile mahalli Cumhuriyet savcılarının Sulh Ceza Mahkemesi kararlarını 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 310. maddesi gereğince tefhim tarihinden itibaren bir ay içinde temyiz etmeleri mümkün olup, 21.09.2011 tarihinde tefhim edilen hükme karşı 21.10.2011 tarihine kadar temyiz kanun yoluna başvurulması gerekirken, sürenin görüldü ile başlatılarak, 27.10.2011 tarihinde yapılan temyiz istemi süresinde bulunmadığından mahalli Cumhuriyet Savcısının temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK"un 310 ve 317. maddeleri uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
    2-Sanık ... hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın incelenmesinde:
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar, 5271 sayılı CMK"nın 231/12. maddesi gereğince itiraza tabi olup temyiz kabiliyeti bulunmadığından, temyiz incelemesine yer olmadığına, gereğinin merciince yerine getirilmesine,
    3-Sanık ..."ın mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz itirazlarına gelince:
    Olası kast TCK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında; “Kişinin, suçun kanunî tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi hâli” biçiminde tanımlanmış, fıkra gerekçesinde ise; “Olası kast durumunda suçun kanuni tanımında yer alan unsurlardan birinin somut olayda gerçekleşebileceği öngörülmesine rağmen, kişi fiili işlemektedir. Diğer bir deyişle, fail unsurların meydana gelmesini kabullenmektedir.” şeklinde, olası kastın uygulanma şartları belirtilmiştir. Öğretide de, olası kast, suçun kanuni tanımındaki objektif unsurların gerçekleşebileceği, ciddi bir şekilde mümkün görülmesine rağmen, fiilin işlenmesi suretiyle tipikliğin gerçekleşmesi şeklinde tanımlanmıştır.
    Taksirden söz edilebilmesi için neticenin öngörülebilir olması gerekli ve yeterli olmasına karşılık, bilinçli taksir halinde failin somut olayda ayrıca bu neticeyi öngörmüş olması da gereklidir. Bilinçli taksirde gerçekleşen sonuç, fail tarafından öngörüldüğü halde istenmemiştir. Gerçekten neticeyi öngördüğü halde, sırf şansına veya başka etkenlere, hatta kendi beceri veya bilgisine güvenerek hareket eden kimsenin tehlike hali, bunu öngörmemiş olan kimsenin tehlike hali ile bir tutulamaz; neticeyi öngören kimse, ne olursa olsun, bu neticeyi meydana getirecek harekette bulunmamakla yükümlüdür.
    Bilinçli taksirde netice somut olarak öngörüldüğü halde, istenmemiştir.
    Bilinçli taksiri, taksirden ayıran özellik, bilinçli taksirde istenmeyen netice fiilen öngörülürken, taksirde öngörülmemektedir.
    Olası kastı bilinçli taksirden ayıran özellik, mümkün ya da muhtemel olarak öngörülen neticenin kabullenilmesi, failin öngördüğü tipik neticenin meydana gelmeyeceğine yönelik bir güveni olmadan hareket etmesidir. Başka bir anlatımla, fail öyle ya da böyle herhalde hareketi gerçekleştirirdim diyorsa olası kast, neticenin gerçekleşeceğini bilseydim hareketi gerçekleştirmezdim, diyorsa bilinçli taksir söz konusudur.
    Tüm dosya kapsamından, birbirlerini daha önceden tanıyan mağdur ve sanıkların olay günü, sanık ..."a ait kafede şakalaştıkları, bu çerçevede sanığın mağdurun üzerine ispirto döküp, diğer sanık ..."ın da çakmakla mağdurun üzerindeki ispirtoyu ateşe vermesi şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın eyleminin TCK"nın 21/2. maddesinde düzenlenen olası kastla işlendiği, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,
    Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 28.01.2014 tarihinde sanık ... Cibir hakkındaki hükümde oyçokluğuyla, sanık ... hakkındaki hükümde oybirliği ile karar verildi.

    (Muhalif)
    KARŞI OY YAZISI:

    Sanıklar aynı işyerinin çalışanı olup, arkadaşları olan mağdura şaka yapmak amacıyla ispirto döküp ateşleyip kameraya çektikleri sırada, fazla ispirto dökülmesi ile gelişen olayda mağdur yaralanmıştır. Tarafların amacı eğlenmek olup daha önce bu tip şakaları başka arkadaşlarına da yaptıkları anlaşılmaktadır. Pantolona dökülen ispirtonun yanması ile mağdurun yaralanacağını öngördükleri ancak şans ve becerilerine güvenip zamanında müdahale edip yaralanma neticesinin oluşmayacağını düşünmelerine rağmen bunu başaramamaları sonucu mağdur basit tıbbi müdahale ile iyileşir şekilde yaralanmıştır. Eylem bu haliyle bilinçli taksirle yaralamadır.
    Nitekim Ceza Genel Kurulu"nun 09.04.1990/60-108 tarihli kararlarında açıklandığı gibi şaka olarak yapılan hareketler sonrası oluşan neticelerin taksirle meydana geldiği kabul edilmektedir. Bu nedenle sanığın eylemini bilinçli taksir olarak değerlendiren mahalli mahkeme kararının doğru olduğundan onanması gerektiğini düşündüğümüzden sayın çoğunluğun eylemin olası kastla yaralanma olduğu yönündeki görüşüne katılmıyoruz.

    ...
    Muhalif Üye

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi