1. Hukuk Dairesi 2020/3840 E. , 2021/5761 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... 24. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil - tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar asıl ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 19/10/2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Asıl dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil, birleştirilen dava ise, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde kat irtifakı ve yönetim planının iptali ile hakimin müdahalesi ve arsa payı oranları yeniden belirlenerek çekişme konusu 3, 9 ve 14 numaralı bağımsız bölümlerin müstakilen davacı adına tescili, bu da olmadığı takdirde tazminat isteklerine ilişkindir.
Davacı, asıl davada, ... parsel sayılı taşınmazın ½ payının maliki iken davalı yüklenici ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, davalının bitişikteki ... parsel malikleri ile de anlaştıktan sonra her iki parseli tevhit ettirip oluşan ... parsele inşaat yaptığını, ancak projeye aykırı işler yapması nedeniyle bir kısım davalar açıldığını, kesinleşen davalar sonucunda ... parselin bir kısım payının davalı adına tescil edildiğini ve kat irtifakı kurulum aşamasına gelindiğini, bu sırada davalının tevhit yaptırırken 20-25 m2 kadar yeri belediye"den alarak inşaatın yapıldığı arsaya kattığını, ancak adına pay tescili yapılmadığını, dolayısıyla tüm arsa maliklerinin üzerine geçmiş olduğunu ve bu payın devri gerektiğini, bu işlem yapılmadan kat irtifakına geçilemeyeceğini bildirip vekâletname istemesi üzerine dava dışı kızını vekil tayin ettiğini, tapuya gittiklerinde davalıya güvenen vekilin evrakları imzaladığını, ancak kat irtifakı tesisi için tapuya gidildiğinde aslında davalıya pay satışı yapıldığını öğrendiğini, kat irtifakı kurulduktan sonra ise kendisine isabet eden üç ayrı bağımsız bölümde davalı yüklenicinin paydaş hale geldiğini, olayda gabin koşulları oluştuğu gibi davalının hata ve hileye düşürerek ... parsel sayılı taşınmazdaki 3, 9 ve 14 numaralı bağımsız bölümlerde herhangi bir bedel ödemeksizin paydaş olduğunu ileri sürerek, tapu iptali iptal ve tescil isteğinde bulunmuş; birleştirilen davada ise, asıl davadaki iddialarla öncelikle iptal ve tescile karar verilmesini, bu olmadığı takdirde oluşan kat irtifakı ve yönetim planı işleminin iptaline, iptalden sonra hakim tarafından müdahale edilerek 17 bağımsız bölüm içerisindeki m2 fazlalığı ile kendisine ait olması gereken bağımsız bölümler ve arsa payları tespit edilerek tapuya tesciline, bu da olmaz ise yukarıda sayılan 3, 9 ve 14 numaralı bağımsız bölümlerin müstakilen adına tesciline, bunun da mümkün olmaması halinde davalının fazladan sağladığı menfaatin parasal karşılığı tespit edilerek ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, hile ve aldatmanın söz konusu olmadığını, davacının vekili olan kızının kat irtifakı kurulmadan önce ... parseldeki payının bir kısmını sattığını ve bedelini aldığını belirterek, asıl ve birleştirilen davanın reddini savunmuştur.
Asıl ve birleştirilen davaların reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, gabin hukuksal nedenine dayalı isteğin reddine karar verilmiş olmasının sonucu itibariyle doğru olduğu ne var ki hile iddiası bakımından yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olmadığı, iddia ve savunma doğrultusunda tarafların dayandıkları tüm delilerin eksiksiz toplanması ve gösterilen tanıklar da dinlenildikten sonra hasıl olacak duruma göre bir karar verilmesi gerektiğine değinilerek bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece, hile iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, ... parsel sayılı taşınmazda (405 m2, bahçeli ahşap ev) yarı yarıya paydaş olan davacı ve dava dışı ... ile davalı yüklenici arasında noterde 30.05.2006 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşmenin noterde düzenlenen 10.11.2006 tarihli "düzenleme şeklinde düzenleme beyanı" başlıklı ikinci bir sözleşme ile tadil edildiği ve toplam 3 parça dairenin davacıya verileceğinin kararlaştırıldığı, davalının taşınmaza bitişik ... parsel sayılı taşınmaz (124 m2, ahşap ev) malikleri ile de noterde 04.07.2006 tarihli sözleşmeyi yaptığı, ... ve ... parsel sayılı taşınmazların 22.12.2006 tarihinde tevhidi sonucu ... parsel sayılı taşınmazın oluştuğu, ... parselin ... parselle (26,31 m2 arsa, 22.12.2006 tarihli 11969 yevmiye nolu "yoldan ihdas" işlemi ile dava dışı ... belediyesine aitken 22.12.2006 tarihli 11969 yevmiye nolu "alım" işlemi ile ... ve ... parsel malikleri adına paylı mülkiyet halinde tescilli) tevhidiyle ... parsel sayılı taşınmazın oluştuğu, davacının bu taşınmaza 1215/3174 pay sahibi olduğu, davalı tarafından taşınmaz üzerine inşaatın yapıldığı, arsa sahipleri ile davalı yüklenici arasında görülen, ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/151 esas, 2009/764 karar sayılı kararı ile ... parsel sayılı taşınmazın toplam 174/317400 payının davalı adına, kalan payın ise arsa sahipleri adına tesciline karar verildiği, mahkeme kararının infazı neticesinde davacının taşınmazda 729/4232 payının kaldığı, davacının bu paya ilişkin olarak kat irtifakı tesisi, payın bir kısmının veya tamamının davalıya dilediği bedel ve koşullarda hisseli ya da hissesiz satışı için kızı olan dava dışı ..."ı 01.06.2010 tarihinde vekil tayin ettiği, vekilin davacının taşınmazdaki payından 195/4232 payını 02.06.2010 tarihinde 15.000,00 TL bedelle davalıya satış suretiyle temlik ettiği, 29.06.2010 tarihinde taşınmazda kat irtifakı tesis edildiği, 3, 9 ve 14 nolu bağımsız bölümlerin davacı ve davalı adına paylı mülkiyet halinde tescil edildiği, mahkemece yapılan keşif sonucunda davalıya temlik edilen payın toplam değerinin 339.400,00 TL olarak saptandığı, davacının dolandırıldığını ileri sürerek davalı hakkında suç duyurusunda bulunduğu, anılan suç nedeniyle ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanan davalı hakkında, fiilin hukuk davasına konu olabileceği gerekçesi ile beraat kararı verildiği, davalının ceza yargılaması sırasında taşınmazdaki payı 18.000,00 TL bedelle satın aldığını ve elden ödeme yaptığını savunduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı ile davalının yapmış olduğu 30.05.2006 tarihli sözleşme ve 10.11.2006 tarihli düzeltme beyanı ile maliki olduğu ... nolu parselin 1/2 payı karşılığında davacıya 3 daire verileceğinin kararlaştırıldığı, taşınmazın sonradan ... nolu parselle tevhit edilip ... nolu parselin oluştuğu, ... nolu parselin de 22 ...lu parselle tevhit edilip ... nolu parselin oluştuğu, davacının taşınmazdaki pay oranlarının değiştiği sabittir.
Davacı ile davalı arasında görülen davada ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/151 esas, 2009/764 karar sayılı kararı sonucunda taraflara isabet eden paylar belirlenmiş ise de başlangıçta davacıya verileceği kararlaştırılan 3 parça bağımsız bölümden dönmeyi gerektirir haklı bir sebebin bulunmadığı, ne var ki davacının vekili olan dava dışı ..."ın yapmış olduğu satış sonucunda, davacıya verileceği vaad edilen taşınmazlardan 3 nolu bağımsız bölümün 8/85, 9 nolu bağımsız bölümün 5/14, 14 nolu bağımsız bölümün ise 131/331 paylarının davalı adına tescil edildiği, bu işleme gerekçe olarak davalının, belediyeden temlik alınan ... parselin taşınmazın tümüne yayılan payının intikalini gerekçe gösterdiği ayrıca davalı her ne kadar davacının ekonomik olarak zor durumda kalması sebebiyle satış yaptığı savunmasında bulunmuş ise de, bu durumda davacının kendisine isabet edecek bağımsız bölümlerden tamamının veya bir kısmının satışını yapabilecekken her üç taşınmaza da isabet edecek şekilde ana taşınmazdaki bir kısım payını gerçek bedelinin çok altında devretmiş olması da hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca asıl davanın kabulü ile birleştirilen davanın da buna göre değerlendirilip bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Asıl ve birleştirilen davada davacı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.