Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/24783
Karar No: 2014/1779
Karar Tarihi: 28.01.2014

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/24783 Esas 2014/1779 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Tazminat davasında davacı, kasten adam öldürmek suçlaması ile 2002 yılında tutuklanarak 2003 yılında serbest bırakıldığını ve daha sonra beraat ettiğini, cezaevinde bulunduğu süre boyunca maddi ve manevi olarak zarar gördüğünü iddia ederek 100.000 TL maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davanın kısmen kabul edildiği ancak daha sonra Yargıtay'ın bozma kararı verdiği belirtilerek, yapılan araştırmalar sonucunda tazminat davasının süresi içerisinde açıldığı tespit edilmiştir. Ancak mahkeme, davalı hazinenin ödeme belgesini ibraz etmesi nedeniyle davacının kesinleşen miktar yönünden ibra edildiği gerekçesiyle davanın reddedilmesine karar vermiştir. Dava hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. Kararda, 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince hükmün isteme aykırı olarak bozulması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 466 sayılı Kanun
- CMUK'un 310/1. maddesi
- CMUK'un 317. maddesi
- 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi
- 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi
12. Ceza Dairesi         2013/24783 E.  ,  2014/1779 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname no : 12 - 2012/236531
    Mahkemesi : Tavşanlı Ağır Ceza Mahkemesi
    Tarihi : 20/06/2012
    Numarası : 2012/18 – 2012/45
    Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat

    Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Bozmaya uyularak, yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre; davalı vekilinin ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Davacı N. P. vekili Av. Ş. C.’in 20.05.2009 havale tarihli dilekçesi ile, müvekkili davacının, kasten adam öldürmek suçundan 23.10.2002 tarihinde tutuklanıp, 28.01.2003 tarihinde tahliye edildiğini, Muş Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/45 esas, 2006/213 karar sayılı kararı ile beraatine hükmedildiğini, müvekkilinin tutuklanmadan önce Nurettin köyünde çiftçilik işi ile uğraştığını, tutuklama nedeniyle maddi kaybının bulunduğunu, cezaevinde bulunduğu süre içerisinde kendisinin ve ailesinin büyük üzüntü içine girdiğini, bu nedenle çektiği acıların bir nebze hafiflemesi için 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunarak, tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiği,
    Mahkemece yapılan inceleme sonucunda, 07.07.2010 tarih ve 2010/65 Esas - 2010/ 82 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile 549,12 TL maddi ve 2.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, kararın davalı vekili ile davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 30.12.2011 tarih ve 2011/6509 Esas – 2011/10552 Karar sayılı ilamı ile; davacı vekilinin, CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra hükmü temyiz ettiği nedeniyle, aynı Kanun’un 317. maddesi uyarınca temyiz isteminin reddine, davalı vekilinin temyizine hasren yapılan incelemede ise; kesinleşmiş beraat kararının davacıya tebliğ edildiğinin dosya içeriğinden anlaşılmaması karşısında, dairece de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 23.03.2010 gün ve 2009/256 esas, 2010/57 sayılı kararı da göz önüne alınarak, davanın süresinde açılıp açılmadığı konusunda hiçbir araştırma yapmadan davanın kabulüne karar verilmesi, gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği,
    Mahkemece bozma kararına uyulduğu ve bozma ilamının gereği yerine getirilerek yapılan araştırmada tazminat davasının süresi içerisinde açıldığının anlaşılması karşısında, makul bir miktar maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken “davalı hazinenin ibraz ettiği ödeme belgesi ile davacının kesinleşen miktar yönünden miktarı davacıya ibra edilmesi ve davanın konusuz kalmış olması” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme aykırı olarak, BOZULMASINA, 28.01.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi