22. Hukuk Dairesi 2015/13681 E. , 2016/23313 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı-karşı davalı, kıdem tazminatı, fazla mesai, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine, davalı-karşı davacı ise ihbar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı-karşı davalı vekili, davacının 05.01.1999-23.12.2013 tarihleri arasında teknik servis olarak çalıştığını, tüm görevleri eksiksiz yerine getirdiğini, kış döneminde haftanın altı günü 09:00-19:00 saatleri arasında çalıştığını, hiç yıllık izin kullanmadığını, aylık net 1.000,00 TL ücret aldığını, resmi tatillerde de aynı şekilde çalıştığını, karşılığının ödenmediğini, bu sebeple iş sözleşmesini 23.12.2013 tarihinde haklı sebeple feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline kararı verilmesini, karşı dava bakımından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, davanın husumet yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, davacının 20.12.2013 tarihinde kendisi tarafından tanzim edilmiş fesih bildirgesinde kendi iradesi ile iş sözleşmesini feshettiğini ve hiçbir alacağı kalmadığını belirttiğini, sonradan bu fesih nedenini değiştiremeyeceğini, 2013 yılı yılbaşından önce işlerin yoğun olduğu dönemde davacının başka bir iş bulduğunu belirterek işten ayrılmak istediğini belirttiğini, davalının da tüm haklarının ödendiğini işe devam etmesinin istediğini belirttiğini, işten ayrılmasının kabul edilmemesi üzerine davacının 20.12.2013 tarihinde istifa dilekçesi yazdığını, davacının 23.12.2013 tarihinde de yeni işyerinde çalışmaya başladığını, yeni işyerinde de asgari ücretle çalıştığını, davacının 05.01.1999-23.12.2013 tarihleri arasında çalıştığını iddia etmişse de bu süre zarfında askerliğini yaptığını, sürekli çalışmadığını, fazla çalışmalarının karşılığının ödendiğini, resmi tatillerdeki çalışmalarının karşılığını aldığının bordrolardan anlaşılacağını, yıllık izinlerini kullandığını, alacakların zamanaşımına uğradığını belirterek asıl davanın reddine, karşı dava bakımından haksız suretle işi bırakan davacıdan sekiz haftalık ihbar süresinin karşılığı olarak ihbar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı sebebe dayandığı gerekçesi ile asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı karşı davacının tüm temyiz itirazları ile davacı karşı davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut olayda, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesine rağmen davacı/karşı davalı lehine bir kez vekalet ücretine hükmedilmesi isabetli olmamıştır.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Temyiz konusu hüküm fıkrasına "Karşı davanın reddi bakımından Davacı-karşı davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.500,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı-karşı davalıya verilmesine," rakam ve sözcüklerinin yazılarak hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, 13.10.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.