8. Hukuk Dairesi 2012/8195 E. , 2012/11016 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İcra takibine itiraz
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasına dair 17.04.2012 tarih, 2012/2684 Esas, 2012/2890 Karar sayılı Daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki davacılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Borçlular vekili şikayetinde; ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra takibine dayanak yapılan belgelerden hiçbiri icra emri ile birlikte tebliğ olunmadığından açılan takip öncelikle bu nedenle usul ve kanuna aykırı olduğundan icra emrinin iptali şikayetinin yanında, kredi borçlusu olmayan 3. kişilere TMK"nun 887. maddesi gereğince muacceliyet ihbarı gönderilmediği, ipoteğin üst sınır ipoteği olması sebebiyle ne miktar ve ne için kredi kullanıldığı, ne miktar borcun olduğu hususunun yargılamayı gerektirdiğini, yine ipoteğin üst sınır ipoteği olması sebebiyle kayıtsız şartsız borç ikrarı söz konusu olmadığından örnek 6 icra emri gönderilemeyeceğini, ihtarnamelerin usulüne uygun olmadığını, kredilerin hangi tarih itibarıyle ve hangi kur üzerinden TL"ye dönüştürüldüğü ve nasıl talep edildiğinin belli olmadığını, takip alacaklısı banka ile müvekkilleri arasında borcun tasfiyesine yönelik olarak yapılan anlaşmalar nedeniyle bu ipoteklerin kaldırılması gerekli iken bunun yapılmadığı gibi gerçekte zamanaşımına uğramış alacaklarla ilgili mükerrer takipler de açıldığını, gerçekte bankaya kullanılan kredi nedeniyle borçlu olan müvekkili ile banka arasında borç tasfiye protokolleri akdedilmiş ve müvekkilleri ile bu protokoller nedeniyle oldukça yüklü tutarda ödemeler gerçekleştirildiğini, buna karşılık da banka takibe konu ettiği ipoteklerin fekkini gerçekleştireceğini taahhüt etmesine rağmen bu taahhüdünü yerine getirmediğini, buna rağmen davalı gerçekte zamanaşımına uğramış alacağı nedeniyle de müvekkilleri aleyhine usul ve kanuna aykırı olarak mükerrer olarak takipler de bulunduğunu belirterek icra emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda özetle; İİK. 58 ve 61. maddeleri gereği icra takibinin belgeye dayanması halinde bu belge suretinin icra emrine eklenmesi gerektiği belirtilmesine karşın şikayetçilere (borçlulara) tebliğe çıkartılan icra emirleri tebligatı üzerinde "örnek 6 icra emri ve yazılı takip evrakı suretleri" ibaresi yazılı ise de tebligat evrakların içerisinde sadece icra emrinin bulunduğu dayanak belgelerin bulunmadığı gerekçesi ile icra emrinin iptaline karar verilmiştir.
Borçlular vekili tarafından mahkemenin kararı süresinde temyiz edilmemişse de, diğer davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazı üzerine dairece “takip İİK.nun 149.maddesinde düzenlenen ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip olup, ilamlı takiplerde takip dayanağı belgenin icra emri ile birlikte borçluya gönderilmesi gerektiği yönünde bir yasal zorunluluk bulunmamaktadır. Şikayetin reddine karar verilmesi gerekir” gerekçesi ile hükmün bozulduğu, dosya ve bozma ilamının içeriğine göre sadece icra emrine yönelik şikayeti yönünde karar verildiği anlaşılmakla borçlu tarafın karar düzeltme isteminde hukuki yararı bulunduğu kanaatine varılarak tekrar yapılan incelemede, şikayet dilekçesinde karara bağlanan icra emrine yönelik şikayet hakkında verilen kararın dairemizce yapılan inceleme sonucunda verilen bozma gerekçemiz doğru olup bu gerekçenin yanında borçlu vekilinin şikayet dilekçesinde ileri sürdüğü yukarıda belirtilen diğer şikayet ve itirazlar yönünden de olumlu olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle borçlular vekilinin karar düzeltme istemi yerinde görüldüğünden kabulü ile Dairenin 17.04.2012 gün ve 2012/2684 E.-2012/2890 K. sayılı bozma ilamına ilaveten davacı borçlu yönünden de yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK. nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 23.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.