Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2274
Karar No: 2012/11015
Karar Tarihi: 23.11.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/2274 Esas 2012/11015 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, sahip oldukları 2500 m²'lik arazilerine yönelik zilyetliği korumak için davalıların müdahale ettiğini iddia ederek elatmanın önlenmesi davası açmışlardır. Davalılar ise bu iddiayı kabul etmemiş ve davaya konu olan yere yonca ekimi yapmadıklarını belirtmişlerdir. Mahkeme, 1203 nolu parsele tecavüz gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, yapılan incelemede bu parsele yönelik herhangi bir tecavüz gerçekleşmediği ortaya çıkmıştır. Ayrıca, dava tarihi itibariyle kanunen belirlenen sürelerin de geçtiği ve verilen kararda çelişkiler bulunduğu tespit edilmiştir. Bu nedenlerle davalıların temyiz itirazları kabul edilerek, yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Kanun maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu'nun 974 ve devamı maddeleri (zilyetliğin korunması)
- Türk Medeni Kanunu'nun 984. maddesi (zilyetliğe tecavüzde bulunma hakkının zamanaşımı)
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 382 ve 388 maddeleri (kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişki)
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri (karar düzeltme yolu)
8. Hukuk Dairesi         2012/2274 E.  ,  2012/11015 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi

    ... ve ... ile ... ve ... aralarındaki elatmanın önlenmesi davasının kabulüne dair Menemen Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 21.11.2011 gün ve 504/1250 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:


    KARAR

    Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; mevkii ve sınırları dava dilekçesinde yazılı tahmini 2500 m² yer tesfiye ettirdiklerini, dikime hazır hale getirdiklerini, ancak davalıların bu yere yonca ekerek müdahalede bulunduklarını ileri sürerek zilyetliğin korunmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar 16.09.2010 günlü oturumdaki ortak beyanları ile: açılan davayı kabul etmediklerini, davaya konu edilen yerin davacılara ait olmayıp DSİ’ye ait olduğunu, bu yere yonca ekimi yapmadıklarını, keşif yapıldığında durumun daha net bir şekilde anlaşılacağını açıklamışlardır.
    Mahkemece, kısa kararda davanın kabulüne, gerekçeli kararda davanın kabulü ile 1203 nolu parsele tecavüzün önlenmesine karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içerisinde davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller tüm dosya kapsamından; 1203 parsele ilişkin tapu kaydı getirtilmiştir. Tarla niteliği ile 11517 m² olarak, hükmen tescil yoluyla, 08.03.1990 tarihinde Hüseyin kızı Şükran Yıldırım adına tescilli olduğu görülmüştür. Mahallinde kadastro ve zirai bilirkişi huzuru ile keşif yapılmıştır. Davacı vekilinin göstermesi üzerine bilirkişilerden kadastro teknisyeni ölçeksiz kroki ve raporunu dosyaya sunmuştur. Ziraat Mühendisi ise; keşfi yapılan yerin 1203 parselin yanında Gediz Nehrinin çekilmesi sonucu oluşan Hazineye ait 1871 m² lik taşınmaz olduğu, dava konusu taşınmazda hali hazır konumuna göre herhangi bir tarımsal faaliyetin yapılmadığı, boş tarla durumunda olduğunu rapor etmiştir. Davacı tanıkları duruşmalarda dinlenmiştir. Bu kişiler, taraflardan edindikleri bilgilere göre açıklamada bulunmuşlardır.
    Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir. Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalara göre; davacılardan ...’ın annesi ve ...’ın eşi ... adına kayıtlı olan dava dışı 1203 parselin sınırında ve eski Gediz Nehri yatağında bulunan teknik bilirkişinin ölçeksiz krokisinde A harfiyle özgülenen ve kırmızı renkle taralı olan kısımdır. Gerek dava dilekçesindeki iddia, gerekse duruşma zabıtlarındaki açıklamalara göre; eldeki davanın TMK.nun 974 ve devamı maddelerinde açıklandığı üzere zilyetliğin korunmasına ilişkin bir dava olduğu tartışmasızdır. Kaldı ki, davacı asılların ve davalıların bulunmadığı bir sırada teknik bilirkişiler yoluyla yapılan keşif sonucunda düzenlenen rapor ve kroki kapsamına göre davacıların yakını olan ve davada yer almayan Şükran Yıldırım adına kayıtlı 1203 parselle ilgili herhangi bir dava olmadığı halde bu parsele bir tecavüz varmış gibi kısa kararda açıklanmamakla birlikte, gerekçeli kararın hüküm kısmında yazılı olduğu üzere “1203 parsele vaki tecavüzün menine..” ilişkin hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    Öte yandan, gerek dava dilekçesinde iddia ve duruşmada dinlenen tanık anlatımları dikkate alındığında; TMK.nun 984. maddesinde yazılı olan iki ay ve bir yıllık süreler geçmiştir. Tüm bunlardan ayrı, dava tarihinde yürürlükte bulunan HUMK.nun 382 ve 388 maddeleri uyarınca kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki söz konusudur. Kabule göre, 1203 parsele tecavüz olduğu kabul edilse bile bu durumda kararın eki olan bilirkişi raporuna atıfta bulunulmadığı için infazda güçlük sağlanacağı kuşkusuzdur.
    Kaldı ki, gayrimenkulün aynına yönelik olarak açılan davalarda tarafların gösterecekleri tanıklarının ve yerel bilirkişilerin mümkün olduğunca keşif mahallinde hazır edilerek dinlenmesi gerekir. Öyle ise, denilen yasa maddelerine ve iddiaya ve ilkelere açıkça aykırı olarak verilen yerel mahkeme kararı bozulmalıdır.
    Davalılardan ...’ın temyiz itirazları açıklanan tüm bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve istek halinde 21,15 TL"nin temyiz eden davalıya iadesine 23.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi