(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2019/2133 E. , 2019/12157 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davacı ... yönünden kabulüne diğer davacılar yönünden davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı, davacılar ... ve ... tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde duruşmalı temyiz eden davalılar vekili Avukat ... ile temyiz eden fer"i müdahil vekili avukat ..."in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, hissedarı olduğu 3 adet taşınmazın davalı ... tarafından diğer davalı ile birlikte vekâlet görevi kötüye kullanılarak satıldığını, yapılan işlemlerden haberinin olmadığını, satış bedellerinin de kendisine ödenmediğini ileri sürerek taşınmazlardaki hissesinin belirlenecek değerine karşılık olmak üzere şimdilik 15.000,00-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini istemiş; bilahare ıslah sureti ile talebini 623.220,00-TL"ye çıkarmıştır. Yargılama sırasında davacı vefat ettiğinden mirasçıları davaya dahil edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacı ... dışındaki davacıların açmış oldukları davanın işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren HMK"ya uygun birşekilde harçlarının yatırılmak suretiyle yenilenmemiş olduğu görüldüğünden, celse arasında ... ve ..."ın vermiş olduğu dilekçelerin usul ve yasaya uygun olmadığı, yenileme harçlarını yatırmadıkları, bu günkü duruşmaya da yine gelmedikleri, davacı ..."ın geçen duruşmada imzası ile onadığı beyanda kendisi açısından dosyanın işlemden kaldırılmasını belirttiği, ..."ın da kimlik tespiti yapılmayan onun adına bir dilekçe gönderildiğinin görüldüğü, bu dilekçenin de gerekli harçlar yatırılmadığından usul ve yasaya uygun olmadığı kanaatine varıldığından davacı ... dışındaki davacıların açmış oldukları davanın açılmamış sayılmasına, davacı ..."ın açmış olduğu davanın kabulü ile, davalı ... ve Davalı ... tarafından davacıya vekaleten satılan ... İlçesi, ... Mahallesi 45736 Ada, 9,10 ve 11 Parsel nolu taşınmazların satış bedelinden bu davacının hissesine tekabül eden 89.031,40-TL"nin (15.000,00-TL"lik kısımları için 10/05/2013 dava tarihinden itibaren, geriye kalan miktarlar için 04/03/2014 olan ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya bu şekilde ödenmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı ..., davacı ... ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı ...’ın temyiz itirazları bakımından;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 150/1. maddesinde; "Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar duruşmaya gelmedikleri ve gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri taktirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir" düzenlemesi yer almaktadır. 150/4. maddesi ise "Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi duruşma, gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yükletilemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır" hükmünü içermektedir.
492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 7. maddesinde de; "Muameleden kaldırılan dosya, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda belirtilen süre içinde yenilenmediği takdirde, davanın görülebilmesi yeniden harç verilmesine bağlıdır." düzenlemesine yer verilmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 25.01.1985 gün ve 1984/5 esas 1985/1 sayılı kararında, harç ödenmesinin talepte bulunanın tek başına yapacağı bir işlem olmayıp, yetkili görevlinin önüne gelen işlemi tamamlama görevinin sonucu ve talepte bulunanla birlikte ortaklaşa yapılması gereken bir işlem olduğu vurgulanmıştır. Talepte bulunanın harç yatırmak istediği halde görevlinin almadığını belgeleyip ispatlaması olanaksız derecede güç olmasına karşılık, görevlinin ilgiliden bu harcı istediğini ve fakat ilgilinin yatırmadığını dilekçeye düşeceği bir yazıyla veya tutanak düzenleyerek ispatlaması daha kolay ve hatta görevi gereği olduğu açıklanmıştır.
Somut olayda, davacı ... duruşma günü ve saatinden haberdar olduğu halde 09.10.2018 tarihli duruşmaya katılmamış ve mahkemece dosya işlemden kaldırılmıştır. Davacı 22.11.2018 tarihli dilekçesi ile, bir aylık süreden sonra ve üç aylık kanuni süre içerisinde davaya ... yanında katılmak istediğini belirterek yenileme talebinde bulunmuş, ancak yenileme harcını ödememiştir. Mahkemece, kanuni süre içerisinde usulüne uygun yenileme talebinde bulunulmadığı gerekçesi ile dava açılmamış sayılmıştır. Ancak mahkemece yenileme harcı ödenmesi konusunda davacı tarafa muhtıra çıkartıldığına dair dosya içerisinde belge bulunmamaktadır. Harca tabi davalarda davanın açılma tarihi (Davanın yenilenme tarihi), harcın yatırıldığı tarihtir. Fakat harç sebebiyle yenileme dilekçesinin zamanında verilmediğinin kabulü için, mahkeme kalemince harcın istenmesine rağmen yatırılmadığının belgelenmesi gereklidir. Bu konuda 25.01.1985 gün ve 5-1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının kıyasen uygulanmalıdır. Bu hususta davacı vekiline herhangi bir süre verilmeden ve mahkeme kalemince harcın istenmesine rağmen yatırılmadığı belgelenmeden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir. O halde, mahkemece davacı ...’a yenileme harcının yatırılması için muhtıra tebliğ edilip yukarıda açıklanan hususlar da gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Davacı ...’ın temyiz itirazları bakımından;
Savunma hakkı Anayasanın 36.maddesinde güvence altına alındığı gibi, karar tarihinde yürürlükte bulunan HMK"nun 27. maddesi hükmüne göre de, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, başka bir anlatımla, davalıya savunma hakkını kullanma olanağı verilmeden hüküm kurulamaz. HMK"nın 27. maddesinde belirtildiği üzere davanın taraflarının, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakları mevcut olup, bu hak çerçevesinde tarafların açıklama ve ispat hakkını kullanabilmeleri gerekmektedir. Hukuki dinlenilme hakkının usul hukukundaki bir diğer yansıması ise, HMK madde 297/ 1-c bendinde yer almış olup buna göre, mahkemelerin gerekçeli kararlarında, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi ile sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin belirtilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Eldeki davada; davacı ... 09.10.2018 tarihli duruşmada “Ben müteveffa davacının mirasçısıyım, davayı takip etmek istemiyorum. Benim açımdan dosya işlemden kaldırılsın, yargılama giderlerinden sorumlu tutulmak istemiyorum.” şeklinde beyanda bulunmuş; ancak 16.10.2018 tarihli dilekçesi ile 1 aylık yenileme süresi içinde davayı 50.000,00-TL bakımından takip etmediğini, bakiye kalan kısım için davayı takip etmek istediğini beyan etmiştir. Mahkemece, davacı ...’a duruşma gün ve saati tebliğ edilmeden karar verildiği anlaşılmaktadır. Yenileme talebi doğrultusunda davacı ...’a geçerli şekilde duruşma gün ve saati tebliğ edilmeden yargılama yapılarak hüküm verilmesi davalının savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur. O halde, usulüne uygun şekilde duruşma gün ve saati davacı ...’a tebliği ile hukuki dinlenilme hakkı tanındıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, bu yönün gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-Bozma nedenine göre davalıların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün davacı ... yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenle hükmün davacı ... yararına BOZULMASINA, 3. bentte açıklanan nedenle davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına 2.037,00 TL duruşma avukatlık parasının temyiz edenlere karşılıklı olarak ödenmesine, peşin alınan 44,40 TL harcın davacı ... ve ..."a ayrı ayrı, peşin alınan 1.520,43 TL harcın ise davalılara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.