17. Hukuk Dairesi 2013/14104 E. , 2015/1234 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın, müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu araca çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, 7.800,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 63.061,66 TL"na arttırmıştır.
Davalı sigorta şirketi vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre davanın kısmen kabulü ile 7.800,00 TL maddi tazminatın 19.11.2009 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte, 55.261,00 TL maddi tazminatın 08.03.2013 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-6100 Sayılı HMK"nun 266. (1086 Sayılı HUMK"nun 275.) ve takip eden maddeleri uyarınca, mahkemece, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, tarafların birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüş alarak karar verilmelidir. Sonucu açık ve belli durumlar ayrık olmak üzere, trafik kazalarında tazminat miktarının tesbiti de uzman aktüer bilirkişi aracılığıyla yapılmalıdır.
O halde mahkemece, aktüer bilirkişisinden davacının askerlik dönemi için gelir elde etmeyeceği gözetilerek ve davalı sigorta şirketi tarafından yapılan 19.11.2009 tarihli 12.869,00 TL"lık kısmi ödemenin ödeme tarihindeki verilere göre güncellenmiş miktarının belirlenecek tazminat miktarından mahsubu sağlanmak suretiyle yeni bir bilirkişi raporu alınarak, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayalı olarak, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
3-Mahkemece, ıslah edilen 55.261,00 TL maddi tazminatın 08.03.2013 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de ıslah edilen kısım için de temerrüdün gerçekleştiği kabul edilen kısmi ödeme tarihi 19.11.2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle ıslah edilen kısım yönünden 08.03.2013 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ve davacı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA
peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ve davacıya geri verilmesine 29.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.