3. Hukuk Dairesi 2015/16515 E. , 2016/3885 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; davacının, ...’da inşaat yapan davalıdan ... nolu daireyi 06.09.2006 tarihli harici sözleşme ile 109.000 Euro bedelle, 17 nolu daireyi ise 06.03.2008 tarihli harici sözleşme ile 96.000 Euro ödeyerek satın aldığını, bedellere ilişkin 10.09.2006 ve 20.03.2008 tarihli makbuzların mevcut olduğunu, kendisine tapunun verilmediğini, en son dava dışı şirket yetkilisi ...’ın tapuyu da, parayı da vermeyeceğini söylemesi üzerine ödenen 205.000 Euro’nun tahsili için ilamsız takibe geçildiğini belirterek, davalının takibe itirazının iptali ile inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, 96.000 Euro bedelli olan dışındaki belgenin gerçeği yansıtmadığını, imzanın davalı firma yetkililerine veya firma ile ilgili kişilere ait olmadığını, takipte 3 borçlu bulunduğu halde işbu davanın sadece kendilerine yöneltildiğini, takipte 96.000 Euro’luk kısım yönünden davalı firmanın itirazı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece;davanın kısmen kabulüne yönelik verilen kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi neticesinde Dairemizin 19.12.2013 tarih ve 2013/19814 Esas 2013/18386 Karar sayılı ilamı ile ""dosyada mevcut 17.11.2011 tarihli SGK cevabı yazısında 10.09.2006 tarihinde ...’in davalı şirket çalışanı olduğunun bildirildiği,Özlem"in 109.000 Euro alındığına ilişkin makbuzu kendisinin tanzim ettiği yönündeki beyanı gereğince, SGK cevabi yazısına göre şirket çalışanı olması karşısında, 109.000 Euro’nun şirket adına alındığı kabul edilerek, aksini ispat külfetinin MK 6.md gereğince davalı üzerinde bulunmakla ve davalı tarafça cevap dilekçesinde sair deliller denilmek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan davalının davacıya yemin teklif etme hakkı olduğu
hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği"" gerekçesi ile bozulmuş,mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü ile takip dosyasına davalının yaptığı itirazın 205.000,00 Euro"nun takip tarihindeki karşılığı olarak 442.697,50 TL asıl alacak ve 49.510,25 TL işlemiş faiz miktarı yönü ile iptaline,takibin bu miktar üzerinden devamına,asıl alacağın %20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş,hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Temyize konu uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı itirazın iptali istemlidir.
Kural olarak, sebepsiz zenginleşmeden doğan bir alacağa faiz yürütülebilmesi için borçlunun bir ihtar ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi zorunludur. (818 sayılı BK 101/1, 6098 sayılı TBK 117/1)
Dosya kapsamından, takip tarihi öncesinde davalının, davacı tarafça temerrüde düşürülmediği anlaşılmaktadır.
Davacı takip talebinde, asıl alacak ile birlikte işlemiş faiz de talep etmiştir. Davalı ise borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmiş olduğundan, itirazın iptali talep edilmekle, takip tarihine kadar işlemiş faizin iptalinin talep edildiğinin kabulü gerekir. Kaldı ki,bozma ilamından önce hükmedilen miktara takip tarihinden öncesi için faiz işletilmemiş olup,bu husus bozma sebebi yapılmamış ve kesinleşmiştir.
Hal böyle olunca, davalı takip öncesi temerrüde düşürülmediğinden takip öncesi işlemiş faize ilişkin davacının itirazın iptaline ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekirken,yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.