3. Hukuk Dairesi 2015/16527 E. , 2016/3883 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde bir kısım davalılar vekili Av.... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; tarafların ortak murisleri tarafından Orhangazi Noterliğince 06.11.1992 yılında vasiyetname düzenlendiğini, muris bu vasiyetnamesiyle sahibi olduğu 1139 parselin 3/4 ve 662 nolu parselin 1/3 hissesini müvekkiline vasiyet ettiğini, vasiyetnamenin Orhangazi Sulh Hukuk Mahkemesinin 07.02.1995 tarih ve 1994/6 E.- 1995/1 K.sayılı ilamı ile açılarak okunup kesinleştiğini, henüz intikal işleminin gerçekleşmediğini belirterek vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, esas yönünden ise; ilgili vasiyetnamenin vasiyetname düzenlemesine ilişkin şekil şartlarına aykırı olarak düzenlendiğini, yine vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte murisin fiil ehliyetinin de bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde Dairemizin 17.04.2013 tarih 2013/3599 E.-2013/6513 K. sayılı ilamı ile ""somut olayda davalıların murisin mirasçıları olup veraset ilamına göre her bir davalının miras hissesinin ayrı ayrı belirlendiği, zamanaşımı def"inde bulunan İbrahim"in miras hissesinin ise 1/20 olduğu, diğer kalan 19/20 hissenin ise diğer davalılara ait olduğu, davalı ..."in zamanaşımı def"inin sadece kendi hissesi için hukuki sonuç doğuracağı,bu nedenle davalı ... hissesi yönünden davanın zamanaşımından reddine, zamanaşımı def"inde bulunmayan diğer davalı mirasçıların hisseleri yönünden ise davanın esasına girilmesi gerektiği"" gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü ile vasiyetnameye konu taşınmazlara yönelik hükümde belirtilen hisseler nispetinde tapuya kayıt ve tesciline, davalı Hasan ve Feriha oğlu ... hissesi yönünden reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, vasiyetnamenin tenfizi ve vasiyetnameye konu taşınmazların davacı adına tescili istemine ilişkindir.
Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır.
Biçim koşullarının getirilişindeki amaç, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur.
Bu bağlamda vasiyetnamenin tenfizi davasında davanın kabulüne karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalıdır.
Somut olaya bakıldığında; muris vasiyetnameye konu 1139 nolu parseldeki ¾ payını davacıya vasiyet etmiştir. Davalılardan Hasan oğlu ... ise süresi içinde zamanaşımı def"inde bulunmuş, bu kişinin miras payının ise 1/20 olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, davalı Hasan oğlu ..."un ¾ pay içerisindeki 1/20 hissesine ilişkin olarak davanın reddi; 3/4 hisseden 1/20 pay çıktıktan sonra geriye kalan kısmın ise davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekmektedir.
Yine murisin ilgili vasiyetnameye konu 662 nolu parseldeki 1/3 payını da davacıya vasiyet ettiği sabittir. Bu parsel yönünden de davalılardan Hasan oğlu ..."un süresi içinde zamanaşımı def"inde bulunduğu, bu kişinin miras payının 1/20 olduğu nazara alınarak davalı Hasan oğlu ..."un 1/3 pay içerisindeki 1/20 hissesine ilişkin olarak davanın reddi; 1/3 hisseden 1/20 pay çıktıktan sonra geriye kalan kısmın ise davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekmektedir.
Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınarak hükmün infazı mümkün olacak şekilde açıklanan paylara göre karar verilmesi, infazda tereddüt oluşturacak şekilde ve vasiyetname dışında olup da davaya konu olmayan ¼ pay için de (pay dahi hatalı gösterilmek suretiyle) hüküm kurulması doğru görülmediğinden yukarıda ifade edilen hususlar dikkate alınmak suretiyle hüküm kurulması, yine 1139 parseldeki ¾ pay ve 662 parseldeki 1/3 pay içindeki davalının 1/20"şer payının Hasan oğlu ..."a ait olduğuna ilişkin tapunun beyanlar hanesine şerh düşülmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.