17. Hukuk Dairesi 2013/14681 E. , 2015/1219 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ...A.Ş. vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın sebep olduğu kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını, müvekkilinin inşaatlarda amele olarak çalışan ve hamallık yapan, yaşlı annesinin geçimini fizik gücü ile sağlayan biri olduğunu ancak yaralanması sebebi bu işi yapamaz hale geldiğini, kaza sonrası maruz kaldığı süreç ve yaşamış olduğu ızdırabın bir ölçüde tatmini açısından davalılardan 15.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili müvekkilinin kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...A.Ş. vekili, müvekkilinin kazaya karışan aracın uzun süreli kira sözleşmesi ile kiralandığını, müvekkilinin işleten olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın kısmen kabulü ile, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ...A.Ş. vekili ve davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen hususların hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı ... tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre, trafik kaydı kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, <İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alacı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.> şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, dosya kapsamında kira sözleşmesinde kazaya neden olan araç 36 aylığına dava dışı ... tarafından kiralanmış olup bu sözleşmenin geçerli olduğunun kabulü halinde işleten sıfatının kiracıya geçtiğinin de kabulü gerekir.
Davalı, yargılama aşamasında aracı uzun süreli kiralama sözleşmesi ile kiraladığını ve işleten sıfatı bulunmadığını ileri sürmüş, mahkeme tarafından bu konuda bir araştırma yapılmamıştır.
Bu durumda mahkemece taraflar arasında tanzim edilen kira sözleşmesi olup olmadığı, uzun süreli ve 3.kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, aracın fiilen teslim edilip edilmediği ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu, kira sözleşmesi ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ...A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... AŞ"ye geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 256,05 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."dan alınmasına 29.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.