17. Hukuk Dairesi 2014/10636 E. , 2015/1214 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... A.Ş. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, müvekkillerinin eşi ve babaları olan murislerinin, davalıların sürücüsü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları araçta yolcu iken gerçekleşen tek taraflı kazada vefat ettiğini açıklayıp ıslah ile birlikte toplam 203.130,,00 TL maddi, 5.000,00"er TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, davacıların zararının öncelikle zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortacısı tarafından karşılanması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., davacıların zararlarının karşılandığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile 150.000,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, poliçe limiti dışında kalan 53.130,82 TL"nin davalı ..."den tahsiline, davacı eş için 3.000,00 TL, diğer davacılar için 2.000,00"er TL manevi tazminatın davalı ..."den tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... A.Ş. vekilince temyiz edilmiştir
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalı ... A.Ş.’nin desteğin yolcusu olduğu ticari minibüsün zorunlu mali sorumluluk sigortacısı (trafik sigortacısı) olduğu hususu çekişmesizdir. Zorunlu karayolu taşımacılığı mali sorumluluk sigortacısı, poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların, duraklamalar da dahil olmak üzere, kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelebilecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10.07.2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Yasasından doğan sorumluluğunu poliçede yazılı limitlere kadar sigorta örtüsüne almaktadır. 4925 sayılı Yasanın 18"nci maddesi uyarınca taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Yasanın 17"nci maddesinde düzenlenen sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar. Bahsi geçen Yasanın 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.8 nci maddeleri hükümlerine göre meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak, bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur. Bahse konu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu yolcuların uğradığı bedeni zararlar bakımından taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlemiştir. Başka bir anlatımla, yolcunun uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında ise, bu aracın trafik veya ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğu doğmayacaktır. Ancak, limit aşımında sırasıyla zorunlu ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacılarının sorumluluğu söz konusu olacaktır.
Bu durumda mahkemece, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası poliçe limitinin belirlenerek davacıların bu miktarı aşan maddi zararların bulunması halinde limti aşan bu miktar yönünden davalı ... A.Ş."nin sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... A.Ş. Vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... A.Ş"ne geri verilmesine 29.01.2015 gününde Başkan V. ... ve Üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Sayın çoğunluğun, davacılar desteğinin yolcu olarak bulunduğu aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk sigortasının bulunmaması nedeniyle bu sigortanın limiti belirlenerek, limiti aşan bölüm varsa ve miktarda davalı ZMMS"nın sorumluğuna karar verilmesi gerekeçeğinden söz edilerek yerel mahkeme kararının bozulması yönündeki görüşlerine katılmıyoruz.
10.07.2013 tarih 4925 sayılı Karayolu Taşıma Yasası 17-18-19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası genel Şartlarının B.8.maddeleri uyarınca meydana gelen zararlar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak, bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması zarar limitini aşıyorsa limiti aşan bölümü için sırasıyla Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına ve varsa İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortasına başurulur. Bu düzenlemelere göre sıralı bir sistem getirilmiştir. Sıralı Sistem düzenlemesinden GenelŞartlar B.8"de sayılan tüm hallerde aşan limit varsa sıralı sistem uygulanır sonucunu çıkarmak mümkün değildir. Sayılan her hali kendi başına bir neden olarak görmek düzenleme yapılırken "veya" denilmekle limitin aşılması halinde tek başına bir neden olarak anlamak gerekir. Bu duruma göre K.T.Z.M.S.S poliçesinin olmaması halinde, sıralı sisteme göre ondan sonra ZMMS"nın sorumluluğuna karar vermek düzenlemeye daha uygun olacaktır. Diğer yandan KTZMS Sigortası varsa ve zarar limitini aşıyorsa bu halde de aşan kısım için Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasına başvurulabilir.
Sayın çoğunluğun bazı kararlarında da karayolu zorunlu taşıma sigortası olmaması halinde önce Güvenc Hesabına davanın açılması gerektiği yönünde de kararları mevcuttur.
Somut olayda, davacılar destek tazminatı taleplerini aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı olan davalıya yöneltmişlerdir. Karayolu Trafik Kanunu ve Yönetmeliğine göre trafik sigortası yaptırma zorunluluğu vardır ve üçüncü kişilerin zararlarının karşılanması amacı ile yaptırılır. Davacılarda, ölen desteğin içinde bulunduğu aracın taşıma sigortası bulunmaması nedeniyle taleplerini davalı sigortaya yönetmişlerdir.
Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre yerel mahkeme kararının bozulması yönündeki karara katılmıyoruz.