8. Hukuk Dairesi 2012/12134 E. , 2012/10946 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Digor Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 23.03.2004 gün ve 71/15 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği bir parça taşınmazın 25 yıldan beri zilyetliği altında bulunduğunu açıklayarak adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi davanın reddine karar verilmesini savunmuş, davalı köy ise usulüne uygun tebligata rağmen cevap vermediği gibi, temsilci vasıtası ile de yargılama oturumlarına iştirak etmemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile teknik bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 7.090 m2"lik taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; eldeki dava 28.05.2003 tarihinde açılmış ve 23.04.2004 tarihinde karara bağlanmıştır. Digor Kadastro Müdürlüğü"nün 06.09.2012 tarihli yazısından ve ek kadastro tutanaklarından dava konusu taşınmazın bulunduğu Şatıroğlu Köyü"nde kadastro çalışmalarının hükümden sonra başladığı ve dava konusu taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenerek 108 ada 89 parsel numarasını aldığı anlaşılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5. maddesine göre, “Kadastro müdürü, çalışma alanında işe başlamadan önce mahalli hukuk mahkemelerinde, bu alandaki taşınmaz mallar hakkında görülmekte olan kadastro ile ilgili davalarla, hükme bağlanmış olup da henüz kesinleşmeyen davaların listesini alır ve bunu çalışma alanı ile ilgili tüm tapu, vergi, harita ve diğer belge örnekleri ile birlikte kadastro teknisyenliğine verir.” Davalı Taşınmaz Mal Tutanaklarının Kadastro Mahkemesine Devri Hakkında Yönetmeliğin 7/e-2 fıkrasında da benzer hüküm yer almaktadır. Buna göre; “Kadastro öncesi davalı olduğu halde, dava listesine dahil edilmemesi veya davalı olduğu mahkemelerce bildirildiği halde bu husus gözönünde bulundurulmayarak tespitleri kesinleştirilen taşınmaz mallar bulunduğu takdirde, devredilmişse Tapu Müdürlüğünce, devredilmemişse Kadastro Müdürlüğünce ilgili parsel ya da parsellerin tapu kütüğü sayfasının beyanlar hanesine, tespitin davalı olması nedeniyle kesinleşmediği yazılarak bu Yönetmeliğin 5 ve 6. maddeleri uyarınca işlem yapılır” denilmiştir.
Kadastro tespitlerinden önce genel mahkemelerde açılan davaların kadastro tespitine itiraz niteliğinde olduğunun, parsellere ait kadastro tutanaklarının zuhulen kesinleştirildiklerinin kabulü gerekir. Dava hala derdest bulunmaktadır. Nitekim, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 27/1. maddesi hükmüne göre, “mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mallara ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar Kadastro Mahkemesine re’sen devrolunur” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 26/son maddesi hükmüne göre de, “Kadastro Mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği günde başlar.” Tutanakların malik hanesi 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30. maddesi uyarınca ancak Kadastro Mahkemelerince doldurulur. Bu kapsamda hükmü veren mahkeme, temyiz aşamasında yukarıda açıklanan kanun ve yönetmelik hükümleri uyarınca; görevsiz hale gelmiştir. Görev, kamu düzeni ile ilgili olup karar kesinleşinceye kadar her aşamada kendiliğinden gözetilir. Bu nedenlerle uyuşmazlık hakkında görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyasının görevli Digor Kadastro Mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı ...nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 22.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.