
Esas No: 2020/14628
Karar No: 2022/3666
Karar Tarihi: 02.03.2022
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2020/14628 Esas 2022/3666 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, başkasına ait banka veya kredi kartının kullanılması suretiyle yarar sağlama suçundan dolayı hapis cezasına çarptırılmıştır. Ancak, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin benzer bir olaya ilişkin kararı göz önünde bulundurulduğunda, suçun nitelikli dolandırıcılık suçu kapsamına alındığı ve bu suçun üst dereceli ağır ceza mahkemelerinde görülmesi gerektiği hatırlatılmıştır. Bu nedenle, İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararı 5271 sayılı CMK'nın 309/4-b maddesi uyarınca bozulmuş ve dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 245/1, 62 ve 52. maddeleri
- 5237 sayılı TCK'nın 158/1. maddesine eklenen (L) bendi
- 29906 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 14. maddesi
"İçtihat Metni"
İhbarname No : KYB - 2020/95240
Başkasına ait banka veya kredi kartının kullanılması suretiyle yarar sağlama suçundan sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 245/1, 62 ve 52. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis ve 80,00 Türk Lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair İZMİR 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/12/2018 tarihli ve 2017/1138 esas, 2018/964 sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 11/12/2017 tarihli ve 2017/26572 esas, 2017/26493 karar sayılı ilamında yer alan, "...Sanığın, suç tarihinde kendisini banka görevlisi olarak tanıtıp, menfaat temin etmek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edilmesi karşısında; hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nın 158/1. maddesine eklenen (L) bendi kapsamında öngörülen nitelikli dolandırıcılık fiiline ilişkin delillerin takdiri ile değerlendirme yetki ve görevinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği zorunluluğu, bozmayı gerektirmiş..." şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,
Somut olayda, sanığın yetkilisi olduğu firma çalışanlarının kendilerini banka görevlisi olarak tanıtarak müştekiden bankadan çekilen krediye faiz işlememesi için iptal edilmesi karşılığında kart bilgilerini istemesi, müştekinin de söz konusu bilgileri vermesi neticesinde takibi güçleştirecek şekilde ... Bankası üye işyeri nezdinde müştekinin hesabından 892,60 Türk lirası tutarında haksız menfaat elde edilmesi şeklinde gerçekleşen eylemin, suç tarihinden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile 5237 sayılı Kanun'un 158/1. maddesine eklenen (L) bendinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçu kapsamına alınmış olduğundan, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 12. maddesi uyarınca bu suçlardan açılan kamu davalarının ağır ceza mahkemelerinde görülmesi gerektiği gözetilmeden, görevsizlik kararı verilmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 22.10.2020 gün ve 12329 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.11.2020 gün ve KYB/2020-95240 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Oluş ve tüm dosya kapsamına göre; hükümlünün 0850 450 3232 numaralı telefondan müştekiyi arayıp kendisini banka görevlisi olarak tanıtarak müştekiden bankadan çekilen krediye faiz işlememesi için iptal edilmesi karşılığında kart bilgilerini istemesi, müştekinin de söz konusu bilgileri vermesi neticesinde takibi güçleştirecek şekilde ... Bankası üye işyeri nezdinde müştekinin hesabından 892,60 Türk Lirası tutarında haksız menfaat elde edilmesi şeklinde gerçekleşen olayda;
Hükümlünün eyleminin 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 6763 sayılı Kanun'un 14. maddesi ile 5237 sayılı TCK.nın 158/1. maddesine eklenen (L) bendinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturma ihtimaline binaen delillerin takdir ve değerlendirilmesinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı'nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.12.2018 tarihli ve 2017/1138 esas, 2018/964 sayılı kararının 5271 sayılı CMK.nın 309/4-b maddesi uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak üzere BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.