8. Hukuk Dairesi 2012/4045 E. , 2012/10943 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Kurşunlu Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17.01.2012 gün ve 73/14 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, vekil edeninin bir kısmını üçüncü şahıstan satın aldığı ve bir kısmı hakkında mahkemece vekileden adına tescil kararı verilen taşınmazın kadastro çalışmalarında 107 ada 231 parsel numarası ile Hazine adına tespit ve tapuya tescil edildiğini açıklayarak davalı Hazine üzerinde bulunan tapu kaydının iptaliyle vekiledeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili yargılama oturumlarına iştirak ederek davanın redine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, açılan davanın kabulü ile 16.12.2011tarihli teknik bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen (5.811,37 m2) yerin Kurşunlu Asliye Hukuk Mahkemesinin 1976/107 Esas, 1977/57 Karar sayılı dosyası ile davacı adına tesciline karar verilen yer olduğu ve aynı bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen (1.002,53 m2) yerin tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına ve Kurşunlu Asliye Hukuk Mahkemesinin 1976/107 Esas, 1977/57 Karar sayılı tescil ilamı krokisi kapsamında bulunduğu saptanmış olduğuna göre davalı Hazine temsilcisinin B harfi ile gösterilen yere ilişkin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün bu bölümünün ONANMASINA,
Davalı Hazine vekilinin A harfi ile gösterilen yere ilişkin temyiz itirazlarına gelince; dava konusu 107 ada 231 parsel senetsizden 27.06.2007 tarihinde ""devletin hüküm ve tasarrufu altında olup ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olduğu ve kimsenin zilyetliğinde bulunmadığından"" hali arazi vasfı ile davalı Hazine adına tespit edilmiş, tutanağın itirazsız olarak 07.09.2007 tarihinde kesinleşmesi ile tapuya tescil edilmiştir. 21.11.2011 tarihli keşifte taşınmaz başında dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar davacının dava konusu yeri 1999 yılında Halit Fidan"dan satın aldığını ve o tarihten beri zilyedi olduğunu bildirmiş ancak, Halit Fidan"ın zilyetliğinin başlangıcı ve süresi hakkında herhangi bir beyanda bulunmamışlardır. Aynı keşifte bilgisine başvurulan ziraat mühendisi bilirkişi 107 ada 231 parsel sayılı taşınmazı bir bütün olarak ele almış, taşınmazın üzerinde 15 yaşında 25 adet kavak, 20 yaşında 29 adet meşe, 50 yaşında 2 adet meşe, 70 yaşında 1 adet ceviz ve 20 yaşında 2 adet ceviz olduğunu bildirmiş, teknik bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen yere ilişkin özel bir değerlendirme yaparak taşınmazın niteliği ve üzerindeki bitki örtüsünü ayrıntılı olarak açıklamamış, bu nedenle bu yerin zilyetlikle edinilebilecek yerlerden olup olmadığı hususunda duraksama oluşmuştur.
Hal böyle olunca, mahkemece, yapılacak iş; yerel bilirkişi ve tanıklar ...nun 243 ve 244. maddeleri gereğince keşif yerine davetiyeyle çağrılmalı, aynı kanunun 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıklar keşif yerinde dinlenmeli, taşınmazın niteliği tarımsal amaçlı zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğü ayrıntılı olarak tanık ve yerel bilirkişilerden sorularak netleştirilmeli, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde ...nun 261. maddesi gereğince giderilmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi beyanları bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın niteliği ve tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ile süresi ayrı ayrı tespit edilmelidir.
Ayrıca 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince davacı hakkında belgesizden tespit ya da tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı araştırılmış ise de davacının bayii Halit Fidan yönünden herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Aynı çalışma alanında belgesizden davacı adına tespit ya da tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı Kadastro Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden, hükmen tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorularak bulunduğu takdirde bu taşınmazlara ait tapu kaydı tutanak ve hüküm dosyalarının getirtilerek 40 ve 100 dönüm limitinin aşılıp aşılmadığının araştırılması ve ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar vermek gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle usul ve kanuna aykırı görülen yerel mahkeme hükmünün 16.12.2011 tarihli teknik bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen kısma ilişkin bölümünün 6100 sayılı ...nun Geçici 3. maddesi uyarınca uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 2588 sayılı Kanunla eklenen 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca Hazineden harç alınmasına mahal olmadığına 22.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.