Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/19637
Karar No: 2015/32010
Karar Tarihi: 11.11.2015

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2014/19637 Esas 2015/32010 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2014/19637 E.  ,  2015/32010 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 15. İŞ MAHKEMESİ
    TARİHİ : 06/05/2014
    NUMARASI : 2013/1242-2014/242


    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı .. Güvenlik bünyesinde üst işveren .. tersanesinde 27.09.2008 tarihinden 11.08.2011 tarihine kadar aralıksız olarak çalıştığını, bundan sonra davacının 11.08.2011-07.09.2011 arasında Dalsan Tersanesinde görevlendirildiğini ve 27 gün de burada çalıştığını, davacının Güvenlik Görevlisi olduğunu, net maaşının 850 TL olduğunu, 120 TL yol yardımı yapıldığını ve öğle yemeği verildiğini, davalılar arasında asıl – alt işveren ilişkisi bulunduğunu, davacının 12 saat çalışıp, 12 saat dinlenme şeklinde vardiyalı olarak çalıştığını, vardiyaların 08.00-20.00, 20.00-08.00 olduğunu, davacının hafta izni dahi kullanmadan çalıştığını, fazla mesai ücreti ödenmediğini, davacının ücretinin bordrolarda eksik gösterildiğini, kuruma da eksik bildirildiğini, bir kısım bordrolarda asgari ücret miktarının üzerinde kalan kısmın fazla mesai ücreti olarak gösterilerek işçilerin fazla mesai ücreti talep etmesinin önüne geçilmeye çalışıldığını, davacının yaptığı fazla çalışmalar karşılığında hiçbir şekilde fazla mesai ücreti almadığını davacının çalıştığı süre boyunca ücretinin sürekli geç ve parça parça ödendiğini, davacının her ay itibariyle içeride en az 2 -3 aylık alacağı kaldığını, davacının iş akdini feshettikten sonra davalı şirket tarafından Ağustos ayı içerisinde 2.551,00 TL maaş ödemesi yapıldığını iddia ederek kıdem tazminatı, fazla mesai, milli dini bayram ve hafta tatili ücreti ile ücret alacağının faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı .. güvenlik vekili, davacının 23.09.2008 tarihinde müvekkili şirkette güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başladığını, daha sonra davacının 06.09.2011 tarihli kendi el yazısı ile yazdığı istifa dilekçesi ile müvekkili firmadan ailevi nedenleri dolayısıyla İSTİFA etmek suretiyle ayrıldığını, yine aynı tarihte davacının kendi el yazısı ile adresini, adını, soyadını, tarihi yazıp imza attığı ibraname yazısı bulunduğunu, ibraname imzalanırken dava açma hakkını saklı tutmak kaydıyla bir şerh düşülmediğini, davacı istifa suretiyle ayrıldığından kıdem tazminatına hak kazanmasının söz konusu olamayacağını, davacının kendisinin istifa ettiğini, istifa ettiği tarih itibariyle de işe gelmediğini, davacının müvekkili şirkette asgari ücretle çalıştığını, son brüt ücretinin 837,00 TL olduğunu, davacının fazla çalışmalarının ücret hesap pusulalarında tahakkuk ettirilip banka kanalıyla ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı Şahin Çelik AŞ vekili, husumet itirazında bulunarak, diğer davalı ile müvekkili arasında geçmişte ve günümüzde hiçbir dönemde İş Kanunu madde 2 anlamında asıl işveren alt işveren ilişkisi olmadığını, müvekkili şirketin kuruluşundan bu yana diğer davalı Atlas Güvenlik isminde bir taşeronu bulunmadığını, kabul anlamında olmamak kaydıyla müvekkili şirketin dava konusu alacaklardan sorumlu olmayacağını, istifa suretiyle iş akdini sonlandıran davacının kıdem tazminatına hak kazanamayacağını, davacının dava dilekçesinde ikrar ettiği üzere davacının iş akdinin müvekkili şirket nezdinde çalışırken değil, son 27 gün çalıştığı Dalsan tersanesinde çalışırken sona ermiş göründüğünü savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile kıdem tazminatı, ücret ve fazla mesai ücreti alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsil olarak tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    E) Gerekçe:
    Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
    Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.’un 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir.
    HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
    Somut olayda Mahkemenin gerekçeli kararında dava dilekçesi kısaca özetlenmiş, davalının savunmalarının ne olduğu yazılmadan, soyut biçimde “ Davalılar davanın reddini istemişler “ şeklinde bir açıklama yapılmış,
    Delillerin neler olduğu ve tanık beyanları yazılmadan “…Evraklar celp edilmiş, deliller toplanmış, tanıklar dinlenmiş, dosya bilirkişiye tevdii edilmiş. Bilirkişi mahkememizce de yeterli görülen ayrıntılı raporunda davacının alabileceği işçilik haklarını göstermiştir. Davacı davasını ıslah etmiştir. Davacının davası kısmen kabul edilmelidir” açıklaması yapılmış,
    Gerekçe olarak “Evraklar celp edilmiş, deliller toplanmış, tanıklar dinlenmiş, dosya bilirkişiye tevdii edilmiş. Bilirkişi mahkememizce de yeterli görülen ayrıntılı raporunda davacının alabileceği işçilik haklarını göstermiştir. Davacı davasını ıslah etmiştir. Davacının davası kısmen kabul edilmelidir” şeklinde bir açıklama yazılmış, kanun yolunun ne olduğu ve süresi yazılmamıştır.
    Mahkemenin gerekçeli kararı yukarıda içeriği belirtilen HMK’nun 297. Maddesine uygun değildir.
    Mahkemece davacının iddiaları kısaca açıklanmış ise de, davalının savunmalarının ne olduğu yazılmamış, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller belirtilmemiş, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri açıklanmamıştır.
    Sonuç olarak Mahkemenin gerekçeli kararının T.C. Anayasası’nın 141. Maddesinin amacına ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297nci maddesine uygun olmadığı anlaşıldığından kararın bozulması gerekmiştir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.11.2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi