Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/25264
Karar No: 2019/12141
Karar Tarihi: 05.12.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/25264 Esas 2019/12141 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi         2016/25264 E.  ,  2019/12141 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR

    Davacı, burnundaki rahatsızlık nedeniyle davalılardan ... Hekim AŞ"nin işlettiği özel hastaneye başvurduğunu, doktor olan diğer davalıya muayene olduğunu, muayene sonucunda rahatsızlığın burun kemiğindeki eğrilikten kaynaklandığının söylendiğini, ameliyat önerildiğini, ameliyattan sonra iki gün içeresinde iyileşeceği söylenmesine rağmen ameliyattan sonra iyileşemediğini, yüzünün ve gözünün şiştiğini, dişlerini kullanamadığını, sıvı gıdalarla beslenmek zorunda kaldığını, ameliyatın üzerinden iki yıl geçmesine karşın hala iyileşemediğini, durumu doktor olan davalı ..."e bildirdiğini, davalı ..."in davacıyı ..."da bulunan Şehir Hastanesi"ne yönlendirdiğini, burada yapılan muayene sonucunda da kıkırdağın eridiği ve yeni bir ameliyat yapılması gerektiği hususunun söylendiğini, davacının bu ameliyatı kabul etmek zorunda kaldığını, ancak ameliyat sonucunda rahatsızlığının düzelmediğini sözü edilen durumun hatalı tıbbi müdahalede bulunan davalı ..."in eyleminden kaynaklandığını ileri sürerek 500,00 TL tedavi masrafının, hatalı ameliyattan dolayı meydana gelen zarardan dolayı 500,00 TL"nin ve uğradığı manevi zarardan dolayı 50.000,00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, davalı hastane sahibi ve davalı doktorun özen yükümlülüğüne aykırı davranması iddiası nedeniyle istenilen maddi ve manevi tazminata ilişkindir. Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır.(BK 386-390)(TBK 502.506) Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı iş ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki iş gören vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur (BK 321/1 md)(TBK 400). O nedenle hemşire ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafif de olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Vekil, hastanın zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumunun gerektirdiği önlemleri eksiksiz bir şekilde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa bir tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmaları yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmak, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmak ve en emin yol seçilmek gerekir. Gerçekten de müvekkil (hasta) mesleki bir iş gören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat beklemek hakkına sahiptir. Gereken özen görevini göstermeyen vekil, BK 394/1(TBK 510) maddesi hükmü uyarınca, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır. Aynı hususlar adam çalıştıran sıfatı ile hemşirenin görev yaptığı ... kuruluşları için de geçerlidir.
    Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya bakılacak olursa; yargılama sırasında Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas kurulundan alınan raporun sonuç kısmında “...Burundan nefes almada zorluk ve horlama şikayetleri nedeniyle başvuran hastanın yapılan muayene ile tetkiklerinde septum deviasyonu tespit edilerek septoplasti ameliyatı yapılmış olduğu, deviasyonlar için yapılan cerrahi girişimler arasında söz konusu ameliyat şeklinin uygulanan yöntemlerden biri olduğu, bu tür ameliyatlardan sonra klinik şikayetlere neden olan bulgularda tam düzelme olamayabileceği, bunun yanı sıra ameliyat sonrasında ortaya çıkan enfeksiyon, perforasyon ve nekrozların bu tür ameliyatlardan sonra ortaya çıkabilen herhangi bir tıbbi kusur ya da ihmale izafe edilemeyen komplikasyon olarak nitelendirildiği, söz konusu komplikasyonu gidermeye yönelik ilgili hekimin sevk işlemini gerçekleştirdiği dolayısıyla Dr ..."e atfı-kabil kusur tespit edilmediği ...” görüşü bildirilmiştir. Davacı bilirkişi raporuna itirazında, davalı doktor tarafından gerekli tedbirlerin eksiksiz alınmadığı ve ayrıca ameliyat sonrası oluşabilecek komplikasyonlar için kendisinin yazılı ve sözlü uyarılmadığını beyan etmiş, mahkemece, davacının itirazları karşılanmadan hüküm tesis edilmiştir. O halde mahkemece, davacının, bilirkişi raporuna itirazlarını karşılayacak şekilde, yargı ve taraf denetimine elverişli, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan yeni bir rapor alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 29,20 TL harcın taraflara ayrı ayrı iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi