Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/1331 Esas 2020/7340 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1331
Karar No: 2020/7340
Karar Tarihi: 16.11.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/1331 Esas 2020/7340 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, müvekkili ile davalıların murislerinin hissedarı olduğu taşınmazların aynen taksimini veya mümkün olmaması halinde satış sureti ile ortaklığın giderilmesini istemiştir. Mahkeme davanın reddine karar vermiştir. Ancak mahkeme, gerekçe göstermeden hüküm verdiği için karar bozulmuştur. Kanunun 13. maddesi kapsamındaki uygulama alanlarında kalan ve işlemleri tamamlanamayan arazilerin miras yoluyla intikali ve ortaklığının satış suretiyle giderilmesine ilişkin herhangi bir yasaklama bulunmadığı belirtilmiştir.
Kanunun 13. maddesi:
Uygulama alanlarında Bakanlar Kurulu Kararının Resmi Gazete’de yayımı tarihinden itibaren, kamulaştırma, toplulaştırma, arazi değiştirilmesi ve dağıtım işlemlerinin tamamlanması veya tapuya tescili sonuçlandırılıncaya kadar, gerçek kişilerle özel hukuk tüzel kişilerine ait arazinin mülkiyet ve zilyetliğinin devir ve temlik edilemeyeceği; bu arazilerin ipotek ve satış vaadine konu olamayacağı, ancak, bu kısıtlama süresinin beş yılı aşamayacağı; sulama alanlarında toplulaştırma çalışmaları kısıtlama süresi içerisinde sonuçlandırılamadığı takdirde, toplulaştırma çalışmalarının sonuçlandırılması amacıyla kısıtlama süresinin en fazla beş yıla
14. Hukuk Dairesi         2017/1331 E.  ,  2020/7340 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi


    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi



    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19/11/2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22/05/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, .... Köyü"nde bulunan 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45 ve 46 parsel sayılı taşınmazlarda müvekkili ile davalıların murisleri Ahmet Müslüm Tunçel, Bilal Marufoğlu ve Mehmet Niyazi Marufoğlu"nun hissedar olduklarını, tapu malikleri öldüğünden taşınmazların mirasçılara kaldığını belirterek dava konusu taşınmazların aynen taksimini, mümkün olmaması halinde satış sureti ile ortaklığın giderilmesini istemiştir.
    Davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
    3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanununun 13. maddesinde;
    "Uygulama alanlarında Bakanlar Kurulu Kararının Resmi Gazete"de yayımı tarihinden itibaren, kamulaştırma, toplulaştırma, arazi değiştirilmesi ve dağıtım işlemlerinin tamamlanması veya tapuya tescili sonuçlandırılıncaya kadar, gerçek kişilerle özel hukuk tüzel kişilerine ait arazinin mülkiyet ve zilyetliğinin devir ve temlik edilemeyeceği; bu arazilerin ipotek ve satış vaadine konu olamayacağı, ancak, bu kısıtlama süresinin beş yılı aşamayacağı; sulama alanlarında toplulaştırma çalışmaları kısıtlama süresi içerisinde sonuçlandırılamadığı takdirde, toplulaştırma çalışmalarının sonuçlandırılması amacıyla kısıtlama süresinin en fazla beş yıla kadar daha uzatılabileceği,
    Mahkemeler veya icra ve iflas daireleri tarafından bu araziler hakkında devir ve temliki gerektiren karar verilemeyeceği; mahkemelerce satış suretiyle miras ortaklığının giderilmesine karar verilemeyeceği"
    Hükmü yer almakta iken, Anayasa Mahkemesinin 11.04.2012 tarihli kararıyla bu düzenlemenin "mahkemeler veya icra ve iflas daireleri tarafından bu araziler hakkında devir ve temliki gerektiren karar verilemeyeceği"ne ilişkin kısmı iptal edilmiş; 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 9. maddesiyle de "Bu taşınmazlar hakkında mahkemelerce satış suretiyle miras ortaklığının giderilmesine karar verilemeyeceği"ne ilişkin cümlesi ilga edilmiştir.
    Somut olaya gelince; bu kanunun 13. maddesi kapsamındaki uygulama alanlarında kalan ve işlemleri henüz tamamlanamayan arazilerin miras yoluyla intikali ve ortaklığının satış suretiyle giderilmesine ilişkin olarak herhangi bir yasaklama bulunmadığından mahkemece işin esasına girilerek tarafların göstermiş olduğu deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken belirtilen husus gözetilmeden yerinde olmayan yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın iadesine, 16.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.