8. Hukuk Dairesi 2012/9799 E. , 2012/10923 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet (icra memur muamelesi)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Alacaklı ... tarafından borçlu ... aleyhinde, Kayseri 2.Aile Mahkemesi" nin 23.02.2012 tarih ve 2010/290 E. 2012/141 K sayılı "" taşınmazın 1/2 payının 3.kişiye tapuda muvazalı olarak devir edildiğinden bahisle, üçüncü kişi adına olan tapunun iptali ile adına tesciline, aksi halde hissesine düşen bedelin faiziyle tahsiline ilişkin olarak açılan davası sonucunda verilen; üçüncü kişi aleyhindeki tapu iptal ve tescil talebinin reddine, borçlu aleyhindeki talebinin kabulüyle, 77.947,80 TL"nin faiziyle tahsiline dair"" ilamındaki, alacağının tahsili amacıyla, ilamların icrası yolu ile takip başlatılmıştır. Borçlu süresinde icra mahkemesine gelerek, ilamın taşınmazın aynına ilişkin olması nedeniyle, kesinleşmeden icra edilemeyeceğinden, takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece ilam konusunun taşınmazın aynına ilişkin bulunduğu, kesinleşmeden icra edilemeyeceğinden, takibin iptaline karar verilmiştir. Alacaklı tarafından bozma istemiyle karar temyiz edilmiştir.
Kural olarak 01.01.2002 öncesi geçerli bulunan 743 sayılı TKM.nin 170. maddesi gereğince mal ayrılığından kaynaklanan katkı alacağı ile, 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallardan ve değer artış payından kaynaklanan alacaklar nedeniyle ayîn (mülkiyet) hakkı istenemeyeceği açıktır. Eşlerin katkı alacağı ya da katılma alacağından kaynaklanan hakkı şahsi nitelikte bulunan alacak hakkıyla sınırlıdır. Bu nedenle, mülkiyet hakkının istenemeyeceği 07.10.1953 tarih 8/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğidir.
Somut olayda, takip dayanağı ilamda, boşanmış olan alacaklı eş diğer boşandığı eşten , kendisinin boşanma ilamı hükmünde ( taşınmazın ½ hissesinin kendisine ait olduğunun tespitine, rızai devir olmadığı takdirde ferağa icbar davası açmasında muhtariyetine ilişkin) de tespit edildiği gibi, taşınmazın ½ hissesine sahip olduğu halde, borçlunun edimin yerine getirilerek tapuyu vermediği gibi taşınmazın tapusunu muvazalı olarak üçüncü kişiye devir ettiğinden, tapu iptal tescil isteminde bulunmuşsa da, anılan yasal düzenlemeler ve de içtihadı birleştirme kararı gereğince, alacaklı adına tescile hüküm verilemeyeceği, yanlızca hisse bedeline hükmedilebileceğinden, takip dayanağı ilamada taşınmazın aynının ihtilaf konusu olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mahkemece yukarıda yazılı nedenle takip dayanağı ilamın taşınmazın aynına ilişkin bulunmadığı nazara alınarak, şikayetin reddi yerine kabulüyle takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz talebinin kabulü ile mahkeme kararının açıklanan nedenlerle de İİK.nun 366 ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK.nun 366/3.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 22.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.