16. Hukuk Dairesi 2016/17853 E. , 2020/5808 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ...İlçesi çalışma alanında bulunan 125 ada 29 ve 35 parsel sayılı 3.242,87 ve 7.395,63 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, ... mirasçıları olarak davacı ... ile davalı ... ve paydaşları adına tespit edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, kadastro tespitinin iptal edilerek taşınmazların yarı payının adına, yarı payının ... adına tescil edilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 125 ada 29 ve 35 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ..., çekişmeli taşınmazların noter senedi ile babası tarafından kendisi ile kardeşi ...’e satıldığını ve zilyetliğinin devredildiğini, noter senedinin tanzim tarihinden itibaren kardeşi ile kendisinin zilyetliği altında bulunduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların tarafların kök murisi ...’den intikal ettiği, davacı ... 14.12.1988 tarihli "Zilyetlik Devir Senedi" başlıklı noter sözleşmesine dayanmış ise de, çekişmeli taşınmazların zilyetliğinin davacıya devredilmediği, kök murisin ölümüne kadar kendi zilyetliği altında bulundurduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır.
Davacının dayandığı noter senedinin çekişmeli taşınmazlara uyduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ancak, mahallinde yapılan keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişiler, taşınmazların kök muris Naci’ye ait olup, ölümüne kadar murisin kullandığını, ölümünden sonra da çocuklarından ..., ...ve ...’nin kullandığını; davacı tanıkları ise, çekişmeli taşınmazları noter senet tarihinden beri davacı ve kardeşi ...’nin kullandığını ifade etmişlerdir. Tapusuz taşınmazlar menkul mal hükmünde olduğundan, mülkiyetin zilyetliğin devri ile (teslimle) birlikte geçeceği göz önüne alınarak, zilyetliğin devredilmiş olup olmadığının aydınlatılması gerektiği halde, zilyetliğin teslim edilip edilmediği noktasında beyanlar arasında ortaya çıkan çelişki giderilmediğinden, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli değildir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm verilemez.
Hal böyle olunca; sağlıklı sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılarak, bu keşifte dinlenilecek mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ve tespit bilirkişilerinin tümünden, noter senedinin 14.12.1988 tarihinde düzenlendiği, murisin ise 13.03.1989 tarihinde vefat ettiği göz önünde bulundurularak, senet tarihinin 14.12.1988, murisin ölüm tarihinin ise 13.03.1989 olduğu da gözönünde bulundurularak, muris tarafından noter senedi ile yapılan satışlar neticesinde çekişmeli taşınmazların zilyetliğinin devredilip devredilmediği ve devredilmiş ise zilyetliğin kime devredildiği etraflıca sorulup, maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmak suretiyle tereddütsüz olarak belirlenmeli, beyanlar arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı, çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyana hangi sebeple üstünlük tanındığı tartışılıp gerekçeli kararda açıklanmalı, bundan sonra tapusuz taşınmazlarda mülkiyetin devrinin zilyetliğin devri yoluyla geçeceği hususu göz önünde bulundurulmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan ve hatalı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.