17. Hukuk Dairesi 2014/24805 E. , 2015/1179 K.
"İçtihat Metni" Davacı Ş...Şti. ile davalı ... arasındaki dava hakkında, ... Hukuk Mahkemesi’nden verilen 25.09.2013 gün ve 2011/714 Esas, 2013/525 Karar sayılı hükmün, Dairemizin 10.02.2014 tarih 2014/1502 esas, 2014/1417 karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekilince kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının tam kusuruyla vermiş olduğu hasar nedeniyle davalıya ait aracın trafik sigortasından tahsil edilen 15.000,00.-TL"nin mahsubu sonucu 25.900,00.-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece davalıya ait aracın sürücüsünün % 100 kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 18.250,00.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline ilişkin kararı Dairemizin 10.02.2014 tarih 2014/1502 esas, 2014/1417 sayılı ilamıyla onanmış, davalı ... vekili tarafından anılan kararın hatalı olduğundan bahisle karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dosyanın yeniden yapılan incelemesi sonunda;
1-Dosya içeriğine, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre 6100 sayılı HMK"nin geçici 3/2 maddesi dalaletiyle 1086 sayılı HUMK"nin 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uymayan, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, davacıya ait aracın trafik kazası sonucu hasarlanması nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 41. maddesinde (6098 sayılı TBK m. 49) haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de (TBK m. 72) haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararın tazmini istemi ile açacağı davaların, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 (TBK m. 72 gereğine 2 yıl) ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir.
Buna karşılık, 2918 sayılı KTK.nun 109/I. maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar" hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir" hükmüne yer verilmiştir.
2918 sayılı Kanunun anılan madde hükmünde, gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin Ceza Kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür (..."nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705 ve ..."nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir).
Açıklanan ilkeler ışığında somut olay incelenecek olursa; kaza 23.04.2009 tarihinde gerçekleşmiş, davacı vekilince dava 09.08.2011 tarihli dilekçeyle açılmış ve aynı gün harcı yatırılmıştır. Ayrıca davalıya ait aracı zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalayan dava dışı sigorta şirketi tarafından davacıya 02.06.2009 tarihinde kısmi ödeme yapılmıştır. Görüldüğü gibi bu tarihler nazara alındığında 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde davanın açılmadığı söylenebilir ise de, mahkemece 31.12.2012 tarihli oturumda davaya konu haksız fiilin aynı zamanda suç oluşturduğu gerekçesi ile zamanaşımı defi reddedilmiştir. Ancak dosya kapsamından araç hasarı dışında ceza zamanaşımının uygulanmasını gerektirir (yaralanma vb. gibi) haksız fiilin aynı zamanda suç oluşturduğu yönünde her hangi bir soruşturma ya da kovuşturma dosyası olmadığı gibi her hangi bir delil de bulunmamaktadır. Bu bakımdan mahkemece haksız fiilin aynı zamanda ceza zamanaşımının uygulanmasını gerektirir nedenlerini ve delillerini kararın gerekçesinde tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu yönde her hangi bir değerlendirme yapılmaksızın davalının bu konudaki def"inin reddine karar verilmesi ve eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin diğer karar düzeltme istemlerinin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 10.02.2014 tarih 2014/1502 esas, 2014/1417 karar sayılı onama ilamının kaldırılarak hükmün BOZULMASINA, temyiz ve tashihi karar peşin harçlarının karar düzeltme isteyen davalıya geri verilmesine 29.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.