Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/31557 Esas 2016/2255 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/31557
Karar No: 2016/2255
Karar Tarihi: 01.03.2016

Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/31557 Esas 2016/2255 Karar Sayılı İlamı

Özet:

An Ağır Ceza Mahkemesi ruled on a fraud case, in which some defendants were acquitted while others were found guilty. The court found that the evidence did not prove the guilt of some defendants, but it did for others. However, the court made an error in the application of the law regarding the imposition of security measures, and this part of the ruling was overturned on appeal. The court was directed to correct this mistake and reconfirm the remaining parts of the ruling. The relevant law in this case was Article 53 of the Turkish Criminal Code.
15. Ceza Dairesi         2013/31557 E.  ,  2016/2255 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : ................ Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık


Dolandırıcılık suçundan sanıklar ........, ...... ve ........hakkında beraatine, sanıklar .........., ......... ve .......... hakkında mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık ..........., sanık ........ müdafii ve katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklar ..... ve .......’in sanık ......... ile birkaç hesap numarası bulması konusunda anlaşmaları üzerine sanık İbrahim’in berber dükkanında müşterileri olan sanıklar .......,........ ve .........’dan hesap numaralarını alıp sanıklar ........ ve ..........’e verdiği, sanıklar ......... ve ........’inde birlikte katılanı arayıp kendilerini komiser ......... ve terör savcısı olarak tanıtıp hesaplarının terör örgütü tarafından ele geçirildiğini hesaptaki paralarını sanıklar ......, .......... ve ..........’nın hesaplarına göndermelerini istedikleri, katılanın gönderdiği paraların sanıklar tarafından çekilip sanık ...........’e verdikleri iddia edilen olayda sanıklar .........., ............ ve ........’nın sanık ..........’in yurt dışından para geleceğini hesap numarası gerektiğini söylemesi üzerine verip paraları çektiklerine dair savunmalarının aksine delil elde edilemediği,sanıklar .........ve .........’in birlikte sanık ............’den hesap numaraları istedikleri, katılanın diğer sanıkların hesabına para gönderdiği, katılanın gönderdiği paraları sanık ...........’e verdikleri ve sanık ........’in paraları almak için sanık .........’in yanına geldiğinde yakalandığı gözetilerek sanıklar .........., ......... ve .........’in eylemlerinin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
1)Sanıklar ......, ........... ve .............. hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçu işlediğine dair delil elde edilemediği gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, sanık ........, sanık .......... müdafii ve katılanın beraat hükmünün kanuna aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
2) Sanıklar........., .......... ve ........ hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık .........., sanık ........... müdafii ve katılanın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp yerine, “TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 01/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.